Benliğinizle toksik ilişki içerisinde olduğunuza dair 5 işaret
Benliğinizle toksik bir ilişkiniz olduğunu nasıl anlar ve bu durumu nasıl düzeltebileceğinizi konuşuyoruz.
Hayatınızdaki tüm ikili ilişkiler arasında en önemlisi kendinizle olan ilişkinizdir. Bu yüzden kendinizle kurduğunuz bağların sağlıklı olması oldukça önem taşır. Ancak herhangi bir partnerlik veya arkadaşlıkta olabileceği gibi, olumsuz durumlar ortaya çıkmaya başladığında kendinizle olan ilişkinizde toksik hale gelebilir.
Kendinize dair bazı negatif algı ve alışkanlıklar yaratmış olabilirsiniz. Bu durumda kendinize öncelik vermediğinizde, kim olduğunuzu ve ihtiyaçlarınızı ihmal etmeye başlarsınız. Özgüveninize zarar vermemek ve başkalarıyla daha güvenli ilişkiler inşa etmek için ise bunları fark etmek oldukça önemli.
Peki, benliğinizle toksik bir ilişki içinde olup olmadığınızı nasıl anlarsınız?
Kendinizi normalden fazla eleştirmek
Kendinizle toksik bir ilişki içindeyseniz, kendinizi nasıl algıladığınız veya kendinize nasıl davrandığınız konusunda suçlama veya suçluluk duygusunu içselleştirme eğiliminde olabilirsiniz. İş yerinde küçük bir hata yaptığınızda veya sosyal ortamınızda utanç verici bir şey söylediğinizde buna gülüp geçebilmeniz, sağlıklı başa çıkma becerilerinizin olduğunu işaret eder. Ancak kendinizle toksik bağlar kurduysanız bakış açınız daha sert bir hal alabilir.
Kusurlarınız ve hatalarınız için kendinizi affedemediğinizde, olumsuzluklar içinde sıkışıp kalma olasılığınız artar. Hatalar yaptığınızda sorumluluk almanız önemlidir ancak bunun üzerinde gereğinden fazla durmak ve bunun için kendinizi cezalandırmak, kolaylıkla toksik bir davranışa dönüşebilir.
Sağlıksız alışkanlıklarınızı meşrulaştırmak
Kendinize iyi bakmanın ve sizi sağlıklı kılacak alışkanlıklar geliştirmenin önemli olduğu bir sır değil. Ancak kendinizle toksik bir ilişkiniz varsa, tam tersi etkiye sahip döngülere kayabilirsiniz. Bu ilişki, “Yeterince iyiyim, fazlasıyla değerliyim.” diyebilmek yerine özünde iyileşmemiş ve kendinden nefrete odaklıdır. Bu da zararlı bağımlılıklara, yeme bozukluklarına, kendine zarar verme gibi davranışlara yol açabilir. Kendinizle bu tür bir ilişki içinde olduğunuzda ise bu davranışları haklı görebilir, bunu “mutlu olmayı hak etme” gerekçelerine dayandırabilirisiniz. Kendinizi bu şekilde sabote ediyor olmak, toksik davranışları olan arkadaşlar veya partnerler seçmekten çok daha büyük bir sorundur.
Kendinizden çok fazla fedakarlık yapmak
Düzenli bir egzersiz rutini, cilt bakımı, ev temizliği ya da köpük banyosu gibi kendi kişisel bakım unsurlarınızdan birini günlük hayatınıza entegre etmenin önemini elbette ki biliyorsunuz. Ancak kendinizle sağlıklı bir ilişki kurmadıysanız, sürekli olarak kendi ihtiyaçlarınızdan fedakarlık yaparsınız. Bu durumda da fiziksel yorgunluk, kızgınlık ve kırgınlık duyguları geliştirebilirsiniz. Kendi ruh sağlığınızı ihmal ederek devamlı başkalarını mutlu etmeye çalışırsanız yaşamınızda sağlıklı ve istikrarlı bir temel oluşturamazsınız.
Düşük özsaygı
Sık sık kendinizi küçümsemek, kötü veya değersiz bir insan olduğunuz duygusuna kapılmak maalesef ki toksik kişisel ilişkinin oldukça açık bir sinyali. Kendinizi kusurlu, sevgiyi haketmeyen değersiz biri gibi görmek düşük bir özsaygı ve özgüvene sahip olduğunuzu gösterir. Kendinize nefret duyarak kendinizi olumsuz bir açıdan görmeye ve hatta potansiyel olarak kendinize bu şekilde davranmaya başlarsınız. Kafanızın içinde kendinize negatif şeyker söylüyorsanız, kendinizi ve kapasitenizi yetersiz görüyorsanız ve özellikle de kendinize nezaket ve şefkat göstermiyosanız, kendinizden toksik bir partner yaratmış olabilirsiniz.
Onaylanma ihtiyacı
Tanımadığımız birinden iltifat almak, sevdiğiniz birinden destekleyici sözler duymak veya iş yerinde bir terfi ya da ödül almak elbette ki özgüveninizi artırabilir, fark edildiğinizi ve takdir gördüğünüzü gösterebilir. Ancak devamlı olarak insanlardan bu tip onaylar beklediğinizi fark ederseniz, bunun üzerine biraz düşünmeniz gerekebilir.
Kendi kendinizi doğrulayabilmek ve onaylayabilmek, özgüveninizi önemli ölçüde artırabilecek ve size çok daha olumlu bir algı kazandırabilecek sağlıklı bir başa çıkma mekanizmasıdır. Bunu yapamıyor ve bunun yerine kendinizi iyi hissetmek için düzenli olarak diğer insanlara güveniyorsanız, artık başkalarıyla olan iletişim ve etkileşimlerinizde sadece onay aramaya odaklanmışsınız demektir. Bu durumda da bazı özsevgi çalışmalarına ihtiyacınız olduğunu söylemek mümkün.
Kendinizle kurduğunuz toksik bir ilişki ile nasıl başa çıkabilirsiniz?
Bu belirtileri fark ettiğinizde, onlarla baş etmek zaman ve çaba gerektirecektir. Kendinizle olumlu konuşmalar yapmaya, sağlıklı ilişkiler kurmayı deneyip bu ilişkiler içindeki onaylanma ihtiyacını azaltmak için çabalamaya, özsaygınızı artırmak için pratikler yapmaya, özşefkat ve özsevgi meditasyonlarına kendinizi adamanız gerekecek. Bunlar olmadan kendinizle yarattığınız toksik bağlar hayatınızdaki diğer ikili ilişkileri de etkilemeye başlar, eleştirilip eleştirilmediğinize bakmaksızın birçok şeyi eleştiri olarak algılarsınız.
Uzmanlar bu iyileşme yolculuğuna başlarken, sevdiğiniz insanları da yakın halkanıza almanızı ve destek için onlara güvenmenizi öneriyor. Toksik bir kişisel ilişki iyi ve sağlıklı kişileri uzaklaştırabilir ancak sizi gerçekten destekleyen insanlar yanınızda kalacak ve size yardım etmek isteyecektir. Kendinizle olan ilişkinizi geliştirmek için neye ihtiyaç duyduğunuzu daha iyi anlamak adına terapi almayı da deneyebilirsiniz.
Elbette en önemlisi bu yol boyunca kendinize karşı nazik olmayı seçmek. Özşefkat ve kişisel farkındalığınızı geliştirmek, kendinizle olan ilişkinizi yöneten toksik duygulardan kurtulmanıza yardımcı olacaktır.