Uzak mesafe ilişkisinde dikkat etmeniz gerekenler
Sandıklarda tozlanmış ön yargılarımızı bırakıyoruz ve değer verdiğimiz bir uzak mesafe ilişkisini devam ettirebilmenin yollarını masaya yatırıyoruz.
90’lar sonu 00’ler başının tutkulu ve biraz da histerik aşığı Carrie Bradshaw şöyle ikonik bir repliği vardı: “Ben aşkı arıyorum. Gerçek aşkı. Saçma, uygunsuz, tüketen, birbirimiz olmadan yaşayamayacağımız bir aşk.” Carrie’yi ne kadar eleştirdiğimiz yönler olsa da hepimiz konu aşk olunca birazcık “Carrie Bradshaw” değil miyiz? Saçmayız, uygunsuzu seviyoruz, bazen hem tükenen hem tüketen oluyoruz. Aşkı hesaplayamıyoruz. Nereden nasıl geleceğini bilemiyoruz. Peki ya prince charming’imiz kazara kilometreler uzaktaysa? Mesafeler uzakken aşka yine de inanabilir miyiz? Uzak mesafeye “thank you, next” mi demeliyiz, ilişkiye devam etmekten korkmamalı mıyız?
Uzak mesafe ilişkisi yoktur. İlişki ilişkidir.
Korkmayın, dünya üzerinde uzak mesafe ilişkisi yaşayan ne ilk ne de son kişi sizsiniz. Demek
istediğimiz o ki, bu durumu normalleştirebiliriz. İnsanların uzaya dahi çıkabildiği günümüz
dünyasında kıtalar ötesindeki bir insanla birliktelik suç değildir. Mesafeleri gözde büyütmek sadece
bizleri demoralize eder. Ayrıca bir uçak yolculuğu ile birbirimize erişebildiğimiz bugünlerde
herhangi bir mesafe ne kadar uzak olabilir? Dolayısı ile ilişkiyi illaki “uzak mesafe ilişkisi”
sınıflandırmasına sokmaya gerek yok. İlişki ilişkidir. Uzak mesafedeki iki insanın yaşadığı aşk,
başka herhangi bir aşktan hissel olarak farklı bir boyutta değildir. Aksine, uzak mesafe ilişkisinde
aradaki mesafelere rağmen ilişkisine emek vermeye gönüllü taraflar vardır, bu belki daha bile
romantiktir. Yoksa “The Notebook” ya da “Before Sunrise” gibi gözümüzü dolduran ama sürekli de
romantize ettiğimiz mesafelere dayanan aşk filmleri olmazdı.
İlişkiyle alakalı gelecek kaygısına son verilmelidir.
Milenyumun vebası kaygı bozukluğumuz mu? Drama queen olmaya bayılıyor muyuz? Evet,
gelecek kaygısının hayatlarımızın bir parçası olduğunun farkındayız. Yarınki planlarımızın ağırlığı
altında dahi ezilirken bir ilişkiyi devam ettirmek, hele ki bizden fiziksel olarak uzaktaki biriyle ilişkiyi
devam ettirmek bizleri kaygılandırabilir. Fakat bu “normal” kaygı, ilişkideki pozitif enerjinin ve
karşılıklı güvenin önüne geçmemelidir. Overthinking’in fazlasına gerek yok. Uzun mesafe ilişkisine
bağladığımız kaygıların hepsi yakın mesafelerdeki ilişkilerde de olabilir. Biz sadece karşı tarafı
sevebiliriz ve güvenebiliriz. Yeri geldiğinde Meredith Grey gibi “pick me, choose me, love me” diyip
akışı bırakabiliriz. Yani değiştiremeyeceğimiz şeyler konusunda kaygılanmanın kimseye faydası
yok.
Kuvvetli iletişime önem verilmelidir.
Aşık olduğunuz kişi ile aranızda kilometreler olduğunu düşünün (özür dileriz). Ve tek iletişim
yolunuz mesajlaşmalarınız ve telefon konuşmalarınız… Bu demek oluyor ki karşı taraf ile kuvvetli
bir iletişim şart! Bunun yolu sabah-akşam telefon konuşmaları, ya da günün yoğunluğuna göre
sıklığı değişen mesajlaşmalar olabilir. Fakat her leyden önce karşı tarafla geçirilen zaman süresince
yanlış anlaşılmaya mahal verebilecek ya da onu yaralayabilecek eylemler yapmaktan kaçınmak.
Aynı zamanda sorunlarımızı biriktirmektense yaşandığı an partnerimiz ile paylaşmak. Unutmayın!
Dürüstlük ve açık sözlülük sağlıklı her ilişkinin anahtarıdır.
Özlemi kızgınlığa dönüştürmemek
Hiç partnerinize duyduğunuz özlemin kızgınlığa dönüştüğünü fark ettiniz mi? Evet, bizce hepimiz
bunu en az bir kere yaşamışızdır. Karşı tarafı çok sevdiğimiz halde onu istediğimiz zaman
görememek, içimizde özlemi ve hüznü pekiştirebilir. Bunu da karşı taraftan çıkartma eğiliminde
olabiliriz. Fakat bu pek de sağlıklı değildir. Her şeyden önce sizin gibi partneriniz de sizi
özlemektedir. Yani partnerimize duyduğumuz herhangi bir kızgınlığı özlemden kaynaklanan
kızgınlık ile karıştırmamak gerekir.
Kişisel alan ve karşılıklı saygı
Bunu kabul etmek her zaman kolay olmasa da işin doğrusu bu, partnerinizin de sizden bağımsız
bir hayatı vardır. Bu aynı zamanda çokça sağlıklıdır. Keza biriyle sürekli dip dibe olmak yorucu ve
tüketici olabilir. Dolayısıyla karşı tarafın özgürlüklerine izin vermek gerekir. Partneriniz telefonlarınızı
birkaç saatliğine açamamış/mesajlarınıza cevap verememiş olabilir. Çünkü onun da sizin gibi farklı
öncelikleri, yoğunlukları, sorumlulukları vardır. Hiçbir ilişkide tarafların dünyaları birbirinden ibaret
değildir. O yüzden kişisel alana saygı, uzun mesafe ilişkisinde daha da önem kazanır.
Özür dileyebilmek
Geldik gururumuza yenildiğimiz için yapmakta en zorlandığımız maddeye… Özür dileyebilmek!
Evet, partnerimiz ile zor bir süreçten geçiyor ve kavga ediyor olabiliriz (aslında karşı tarafın
beklentilerini daha iyi anlamak adına kavga etmek her zaman negatif bir durum değildir, kimi
zaman ilişki için oldukça da yapıcıdır). Bu kavgaları çözülmez bir noktaya getirmemek adına kendi
fikrinizi belirttikten sonra yeri geldiğinde özür dilemek, alttan almak, karşı tarafla empati kurmaya
çalışmak uzun mesafe ilişkinizde çığır açamacaktır. Alıngan olmaya gerek yok. Önemli olan haklı
olmak değil mutlu olmak. Partnerinizi sevginizden mahrum bırakmayın. Ona ilişkinize verdiğiniz
kıymeti hatırlatın. Elbette her zaman ilişki ile ilgili düşüncenizi çekinmeden ifade edin, korkmayın.
Fakat partnerinizin canını acıtacak kadar gururlu olmak ne kadar gerekli, sorgulamak lazım.
En yakın tarihli buluşma motivasyonu
Bizi belirsizlikler kadar yoran hiçbir şey yoktur (özellikle toprak burcuysanız). Önümüzü
görememek, ilişkideki tarafla ne zaman buluşacağımızı bilememek bizleri huzursuz edebilir. Bu
yüzden partnerinizle buluşacağınız zamanın planını bir an önce yapmak size iyi gelecektir. İlk
olarak partnerlerin yaşadığı şehirler ve sosyal çevreler ziyaret edilebilir. Sonradan beraber yeni
buluşma noktaları belirlenip tatiller yapılabilir. Okulunuzda/çalışma hayatınızda en küçük bir
uygunluk dahi olduğunda aklınızda partnerinizle buluşmak için yeni fikirler gelebilir. Bu fikirleri
düşünmek dahi aslında beklediğinizden çok daha zevklidir.
Dipnot: Milyonda bir bir ihtimal gerçekleşti. Sizi anlayan, keyifli zaman geçirdiğiniz, kendinizi iyi
hissettiğiniz bir ilişki içindesiniz. Pollyanna’cılık yapmaktan bahsetmiyoruz ama ilişkinin pozitif
yanlarına odaklanmaktan vazgeçmeyin. Unutmayın, mesafeler aşılmak için vardır.