Kutuda değil, askıya takılı
Mücevhere yeni bir anlam kazandırmak isteyen dev isimlerin çabası takdire şayan. Bir vitrin ardında sergilemeye devam edenler, moda unsuru olarak pozisyonlandırmak için, “Tak ve çık!” diyenler... Ama aralarından bazıları ayrı bir muameleyi hak ediyor. Boucheron, Place Vendôme’un en eski sakini olmasıyla övünen, biraz da bütün bu şaşaanın ardında akla gelmeyen bir marka. Ulaşılabilirliği mesafe açısından bizlere pek yakın olmasa da; örneğin meşhur Reflet saatleri, Fransa’da doğanlar başta olmak üzere, Avrupalı elit sınıfın kızlarına gençlik çağına geldiklerinde hediye edilir. Kolay ve iyi tanınan bir markadır yani. Bu itibarını geçtiğimiz Haute Joaillerie sunum gününde, yenilikçi bir format sayesinde, üzerindeki tozu silkeleyerek güçlendirdi. Charlotte Rampling ve Laetitia Casta’nın aralarında olduğu davetliler, Galliera Müzesi direktörü Olivier Saillard’ın imzasını taşıyan bir performansı izleme şansı yakaladılar. Top model Saskia de Brauw, Boucheron’un son koleksiyonu 26, Vendôme’a ait parçalar ve dansçılar eşliğinde bir gösteri gerçekleştirdi. Tasarımlar ise en az sunumları kadar takdiri hak ediyorlardı. Tavuskuşu, zambak ve doğaya adanmış parçalar, içine Place Vendôme’un dikilitaşı kazınmış 94,15 karatlık sarı beril içeren bilezik gibi Parizyen mimariyi yansıtan Art Deco tasarımlar... Her biri ayrı ilgiyi hak etse de, Haute Couture ilhamlı, altından örülmüş hareket edebilir kap pelerin; şovun, koleksiyonun, belki de diğer tüm mücevher evlerinin sunduğu tasarımların en özeli olabilir. Takılabilir değil, giyilebilir mücevherler çağına mı geçiyoruz? Cevap evetse, öncüsü yıllanmış Boucheron olacak.
