Yakın markaj: The New Look dizisinde yer alan sofistike kostümler
Christian Dior ve Coco Chanel'e yakın bakış sunan The New Look dizisinin kostümlerini yakın markaja alıyoruz.
İzlediğimiz dönem dizileri ya da filmlerini aklımızı başımızdan alan kostüm tasarımlarından ayrı tutmak imkansız. Sadece dönem işlerinde değil, Barbie filminin çıktığı dönemde Valentino pembesi ile birleşerek tüm dünyayı etkisi altına alan pembe akımı da yüksek bütçeli işlerin kostüm tasarımlarının hayatımızı nasıl etkileyebileceğinin göstergesiydi. Outlander, Bridgerton veya The Crown gibi projelerin bizleri kendi dünyasına bu kadar çekmesinin yegâne sebeplerinden bir tanesi kostümleri. Evet, The New Look kostüm tasarımı aklımızı başımızdan alsa da dizi sadece bundan ibaret değil.
Apple TV+’de yayınlanan dizi Christian Dior (Ben Mendelsohn) ve Coco Chanel'in (Juliette Binoche) İkinci Dünya Savaşı Fransa’sında Nazi işgaline dayanmak için verdikleri savaşı anlatıyor. Dizinin modaya olan yaklaşımı sadece görsel zevkimize hitap etmek için değil. Moda aracılığıyla Christian Dior ve Coco Chanel ikilisinin felsefelerini, karakterlerini ve değer yargılarını masaya yatırıyoruz.
Dizi 1955 yılında Sorbonne'daki Le Grand Amphithéâtre’da, bu kurumda ders veren ilk moda tasarımcısı olan Christian Dior’un “Moda Estetiği” üzerine olan konuşması ile başlıyor. Ardından bir grup model, Dior retrospektif defilesi için alkışlar içinde yürümeye başlıyor ve Christian Dior tasarımı fırfırlı beyaz Première Soirée elbisesi ve ardından yine 1955 Sonbahar/Kış haute couture koleksiyonundan mavi straplez sütun elbise Soirée d’Asie seyirci ile buluşuyor.
The New Look kostüm tasarımcısı Karen Muller Serreau, kreatif direktörlerin yeni ilhamlar için sürekli olarak geçmiş tasarımları inceledikleri ve Dior Heritage'ı ziyaret ettiklerini söylüyor. Serreau ayrıca Dior'un İlkbahar/Yaz 1947 lansmanından başlayarak kumaş örneklerini, renk çeşitlerini, dönemin basın haberlerini ve koleksiyonlardaki illüstrasyonları yoğun bir şekilde araştırdığını da ifade ediyor. Tüm bu çalışmalar sonucu Dior’un dehasını en iyi şekilde gözler önüne sericek 10 görünüm belirleniyor ve kıyafetlerin üretim aşamasına geçiliyor.
Diziye adını veren ve Dior'un ezber bozan açılış koleksiyonunda tanıtılan "New Look" silueti oldukça ikonik bir tasarım. Bu görünüm savaş sonrası iyimserliğini, Paris Haute Couture’ünün örneklerini ve bu moda anlayışı ile eşleşen sosyo-ekonomik sınıfı seyirciye hissettirir nitelikte.
Dior’un dizideki tarzı karakterin hissiyatına, sahnenin ağırlığına ve dönemin gerekliliklerine göre değişen dinamik bir tutumda. Dior takım elbise ve kravat tercihinde geleneksellikten yana bir isim. Takım elbiselerini İngiltere'den almayı seviyor ve daima Paris'teki İtalyan terzisi ile çalışıyor. Tüm bunlar bir araya geldiğinde, Dior tüm bu kültürleri birleştiren bir şıklık elde ediyor.
Hikaye 1943'e, Paris'in Nazi işgalinden üç yıl öncesine sıçrarken, Christian Dior sık sık gömleğinin üst düğmesini açık, kravat tercih etmeyen, ceketsiz dolaşan ve pantolon askılarının serbest bırakıldığı bir görünümde. Kendisi gösterişli kravatlar ve ceketler ile gördüğümüz Pierre Balmain (Thomas Poitevin) ile kıyaslandığında kafası çok daha karışık ve dış görünümünü önemsemektense kendini zanaatına odaklamış bir ruh halinde ve bu yine karakterin kostümlerine yansıyor.
Juliette Binoche'un hayat verdiği Coco Chanel karakterini giydirmek için Muller Serreau biraz daha ince eleyip sık dokudu diyebiliriz. Coco Chanel’in dış görünüşüyle ilgili dönem belgeleri biraz daha sınırlı olduğu için Serrau, Coco'nun nötr tonlardaki geniş paçalı pantolonlarını, etek takımlarını, yuvarlak yakalı bluzlarını, bol elbiselerini ve olmazsa olmazı trençkotlarını tasarlamak için o dönemden önceki ve sonraki fotoğraflarını inceledi. Binoche'un "maskülen/feminen" kıyafet kombinasyonlarını (Chanel’in erkek arkadaşının kıyafetlerini ödünç aldığı ve onları kendisi için modaya uygun hale getirdiği biliniyor) ve çok sayıda şapkayla dolu gardırobunun tamamını özel olarak hazırlayan Muller Serreau, kostümlerini dönem kıyafetlerinden kopyalamadığını fakat dönemden ilhamla tasarladığını söylüyor.
Muller Serreau, Chanel’in haute couture’ünün dizideki önemine ilişkin mesajı desteklemek için kendisi ve terzilerinin hummalı bir çalışma yürüttüğünü söylüyor. Ayrıca Chanel’in zarif dantel işçiliğine de önem verdiğini ekliyor. The New Look’a kadar Chanel’in hep siyah ve beyaz takımlar içerisinde hayal ederdik, fakat dizinin kostüm tasarımı ile şimdi öğreniyoruz ki Chanel kırmızı seviyor ve kırmızı karakterin güçlü duruşuna çok yakışıyor.