Müzede: Sneaker hikayeleri

Musée de l’Homme, yani insan ve insanın müzesi. Aslında kökleri 1882’lere kadar uzanan, fakat Palais de Chaillot’un inşa edilmesiyle 1937 yılında kapılarını açan bir sergi ve bilgi alanı. Geçmişten günümüze yer verdiği farklı sergilere bakınca, aslında tanımlara ve sınırlara inanmayan bir platform olduğunu hissediyoruz. Palais de Chaillot’da yer alan bu müze, gelenleri farklı boyutlara taşıyacak deneyimlere açıyor kapılarını; şimdi, müzede sneaker zamanı.

Eskiden spor ayakkabılarımız vardı; kullanım alanı yürüyüşlerimizle, fiziksel aktivitelerimizle sınırlı kalan ve bir akşam yemeğine giymeyi hayal bile edemeyeceğimiz spor ayakkabılarımız. Şimdi ise sneakerlarımız var. Neredeyse her kıyafetin altına uydurabildiğimiz ve eski kalıpları yıktığımız. Peki nereden geliyor bu sneakerların hikayesi? Bir zamanlar alternatif tavrın, hip-hop kültürünün ve başkaldırının simgesiydi bu ayakkabılar. Bir aksesuar değil, bir tavır olarak tanımlanabilirlerdi. Belki hala öyleler, ancak son yıllarda yüksek modanın onları yeniden yorumlaması ve konumlandırması ile enerji değiştirdiler. Artık her yerdeler.

Musée de l’Homme, yeni sergisi “Sneakers, les baskets entrent au Musée” ile bir trendin sosyal bir fenomene dönüşüm hikayesini anlatıyor. Lüks, devrimci ya da ikonik tasarımların sergilendiği bu deneyimin bir parçası olmak için 25 Temmuz 2022’ye kadar zamanımız var, bu hikaye dinlemeye değer.