Röportaj: Jonny Johansson ile Acne Studios
Acne Studios'un kreatif direktörü Jonny Johansson ile moda üzerine kısa bir sohbet.
Bu koleksiyon nasıl ortaya çıktı?
Göçebe topluluklarda gelişen tasarım diliyle ve tarzın kendi doğal ortamında ne kadar kendi mantığıyla bir tarzın nasıl ortaya çıktığıyla ilgileniyorum. Ayrıca doğup büyüdüğüm kuzey İsveç'teki göçebe yaşam tarzı ve yerel mirasla birlikte gelen köklenme arzusu da gizli silahımdı.
Bu vizyon parçalara nasıl yansıyor?
En başından beri aklımda, yaşayan parçalarla şiirsel bir koleksiyon yaratmak vardı. Geniş omuzlu tüvit bir kaban veya kalın yünlü bir şal hırka gibi Acne Studios dünyasına sunulan geleneksel parçalar söz konusu. Kot yakalı yıkanmış bir smokin veya askılarla tutturulmuş ultra yüksek belli pantolonlar gibi geleneksele ters köşe yapan parçalar bulunuyor. Bir de patchwork çeşitli brokar pantolonlar, yünlü bolerolar gibi çeşitli formlarda ortaya çıkıyor.
Peki görünümleri nasıl bir araya getirdiniz?
Kullanıcıya çok yaratıcı ve kişisel hissettiren doku ve malzemelerin kontrastıyla ilgileniyordum. İpliklere dokunan çubukların yanı sıra, ipliklerin kontrastına sahip olan örme önlüğü seviyorum. Bunu, her tarafı pullarla süslenmiş turkuaz bir gömlekle sergiledik. Rustik ve festival arasındaki zıtlıklar koleksiyonu besliyor.
Koleksiyondaki favori detaylarınız neler?
Bu koleksiyondaki düğmelere takıntılıydım. Yıkanmış deri, bir siperin üzerine koyduğumuz eski bir çiçek düğmesiyle başladı. Daha sonra ezilmiş kadife bir ceket için şeffaf kubbelerde tutulan çiçeklere benzeyen düğmeler veya bir astar için kalp şeklinde düğmeler yaptık. Bu detayların parçayı nasıl yeni bir şey haline getirdiğini seviyorum.
Jessi Reaves ile olan iş birliğinizden bahseder misiniz?
Birkaç yıldır Jessi'nin çalışmalarının hayranıyım. Sanat, kesme, karıştırma ve parçaları bir araya getirerek ya da bulduğu malzemeleri kullanarak kendi dilini yaratarak dahiyane tasarımlara imza atıyor. Parçaları çok cesur ve eğlenceli ama;eskizleri çok küçük ve karmaşık. Onun kendi habitatında özgür ve doğal tavrıyla, Acne Studios için mücevher tasarımı yapıp yapamayacağını sordum. O da kabul etti. Sanatçılarla iş birliği yaptığımızda, özgürce kendi sanatlarını icra etmeleri hoşuma gidiyor.
Bize Kero botlarından bahseder misiniz?
Kero, İsveç'te 'gaga' çizmeleriyle tanınır. Çocukken annem bu botların çok havalı olduğunu düşünürdü ve sürekli bana onları giydirirdi. O zamanlar onlardan nefret ediyordum ve okulda onları tek giyen çocuk bendim! Artık yaşlandım, onları Acne Studios dünyasına uyarlamak istedim.
Neden kadın fotoğrafları çekmeyi seçtiniz?
Bu konu tamamen cinsiyetin ötesi bir algıyla ilgili. Benim için bir markaya sahip olmanın anlamı, olasılıkları düşünmek ve daima ileriye gitmektir.