Rekonstrüktif Sokak Modası: JUNYA WATANABE COMME des GARÇONS MAN x Supreme
Rei Kawakubo’nun yaratıcısı olduğu ve Japon modasının öncü lüks sokak markalarından olan COMME des GARÇONS, elli yılı aşkın bir süredir tasarım faaliyetlerine devam ediyor. Avant-garde tasarım anlayışını benimseyen ve giyilebilirliği ön planda tutmayan marka, sunduğu parçaların kıyafetlerden önce sanat eseri niteliğini taşımasını önemsiyor; tıpkı, Met Gala’da sergilenmiş olan yüz elli couture parçası gibi.
Tasarımlarıyla dünya modasında yer etmiş her moda evinde olduğu gibi, COMME des GARÇONS’un da hikayesi kendi içinde dönemlere ayrılıyor. Bu dönemler de farklı çizgileri temsil ediyor ve alt markalarını oluşturuyor aslında; mesela Kei Ninomiya dönemi ve CDG Noir ya da Junya Watanabe ile CDG Homme, Man, Man Pink. Junya Watanabe, Tokyo’da moda okuduktan sonra Rei Kawakubo’nun yanında modelist olarak staj yapmaya başlıyor. Yarattığı kalıplarla sergileyebildiği inovatif bakış açısı, alternatif materyal seçimi ve oluşturduğu konstrüksiyonlar ile aslında tam da mentoru Kawakubo gibi giyilebilir sanat eserlerine imza atıyor; hatta, cesur materyal seçimleriyle COMME des GARÇONS’u daha da ileriye taşıyor.
Daha sonra kariyer yolculuğuna kendi markasını ve farklı iş birliklerini de ekleyerek devam eden Watanabe, yakın zamanda karşımıza COMME des GARÇONS MAN ve Supreme’in ortak koleksiyonu ile çıkıyor.
New York’un kaykay kültüründen ilham alarak 1994’te yola çıkan ve zaman içerisinde sanatın farklı alanlarından bireylerin parçası olduğu bir evren yaratan Supreme; her dönem yaptığı iş birlikleriyle streetwear’in ötesine geçiyor diyebiliriz. Bu sefer Junya Watanabe’nin COMME des GARÇONS’undan ilham alarak ilerleyen Supreme, 4 Kasım’da sunulacak olan ortak koleksiyonlarında denim parkalara, kargo pantolonlara, patchwork-puffer ceketlere yer veriyor. Supreme elementleriyle ve Junya Watanabe dokunuşuyla karşınızda: giyilebilir, yapılandırılmış silüetler.