HOMMES

İçindeki yankılar: Mehmet Günsür

Zihnindeki birçok soru işaretinin üzerini çizmiş durumda. Elde ettiği cevaplarla farklı bir ütopyanın yaratıcısı olma yolunda. Mehmet Günsür; deneyimliyor, keşfediyor, hayattan aldığı geri dönüşlerle de kendine yeni değerler biçiyor. 

furniture person human sitting shelf couch sunglasses accessories accessory

L'OFFICIEL HOMMES / DİJİTALE ÖZEL

Çocukken içimizde bir his oluşur, geleceğimiz ile ilgili hayaller kurmamızı sağlar. Sen çocukluğundaki hisleri nasıl tanımlarsın, gözünü kapatıp o yılları düşündüğünde aklına neler geliyor?

Evet bu hissiyatları çok iyi hatırlıyorum. Aslında gelecek yılları düşündüğümde genelde bir heyecan oluşurdu içimde. Yapacak çok fazla şey, görecek çok fazla yer, yaşayacak çok fazla deneyim ile ilgili bir heyecanım oluşturdu. Ne yapmak istediğimi ya da ne olmak istediğimi bilmiyordum ama geleceğe nazaran bir heyecan vardı içimde. Zevkliydi aslında bu duygular. Bir an önce büyüme isteği değil de gelecekte beni bekleyen maceralar heyecan veriyordu bana.

Baktığımızda dolu dolu geçen bir çocukluk. Tenis, yüzme ve kayak gibi yetenek isteyen sporlarla haşır neşir olmuşsun. Bu sosyalliğin senin karakterin hakkında nasıl bir ip ucu veriyor?

Her zaman sosyal bir çocuktum. Mesela anaokulundayken yüzmeye başladım. Daha sonra tenise ilgi duydum. İki sporda çok sosyal ve komün halinde yapılan sporlar. Annem ve babam da üyeydi tenis kulüplerine. Özellikle yaz ayları hayatımız orada geçerdi. En az 15 kişilik bir topluluk olurduk. Her yaz yeni çocuklar gelirdi ve onları da gruba alırdık. Sosyalleşme durumu sadece spor alanında değil tabii, sokakta da çok sosyalleştiğim oldu. Evde olduğumuz zamanların tümünü sokaklarda geçirirdik. O sokaklarda farklı sosyal sınıfa ait çocuklarla da bir komün hayatı vardı. Geçirdiğim tüm bu komün hayatı sosyal anlamda çok hızlı yol katetmeme sebep oldu. Bir de ben ikinci çocuğum; benden 7 yaş büyük bir ablam var. Dolayısıyla her şeyin farkındaydım ve ne olursa olsun kolay adapte olabiliyorum. O yüzden hiçbir zaman değişim beni zorlamıyordu.

person human clothing apparel advertisement piano musical instrument leisure activities poster
sunglasses accessories accessory face person human

Senin de bahsettiğin gibi ailenin diğer üyeleri de farklı alanlarda başarı sağlayan kişiler. Birbirinizi bu konuda harekete geçiriyor muydunuz, onlarında bu keşiflerinde rolü olduğunu söyleyebilir miyiz?

Annem ile babam aslında çoğu spora bizimle birlikte başladı. Önce ablam, ardından ben ilgi duymaya başladım. Annem ve babam bizim sayemizde tenis öğrenmeye başladılar. Aynı şekilde kayak kaymaya da bizimle birlikte karar verdiler. Bizi her anlamda desteklediler. Annem Almanca öğretmeniydi, babam da endüstri mühendisi. Dolayısıyla kendi iş hayatlarında böyle bir yaratıcılık ya da sanatla ilgili bir durum yoktu ama sanat damarları çok kuvvetliydi. Her cumartesi sabahı AKM’deki klasik müzik konserlerine gidilirdi, İstanbul Film festivali biletleri çok önceden alınırdı ve o filmlere bizi de götürürlerdi. Dolayısıyla sanat tarafımız bizi çok beslendi.

İtalyan Lisesi ile artık güçlü bir kariyer inşa etmeye başladığını görüyoruz. Farklı ekoller ile eğitim görmek gelecek fikirlerinin şekillenmesinde etkili oldu mu, bu tercihinin bir dönüm noktası oluşturduğunu düşünüyor musun?

Evet, İtalyan lisesine girişim ve sekiz senelik eğitim hayatım tabii ki hayatımızı inanılmaz derecede şekillendirdi. Bu okulu tercih edişim İtalyanca sevmemden kaynaklanmıştı. Küçükken yaşlarda yaptığımız seyahatten çok güzel anılarla dönmüştüm ve aklımda yer etmişti. Annemin beni İstanbul Film Festivali’ne götürdüğü Fellini filmlerinden tut da 5 - 6 yaşlarında İtalya’ya gittiğimde ilk defa kuşe kağıda basılı renkli Örümcek Adam çizgi romanını görmemle devam eden tüm detaylar bu kültürü ve bu dili sevmeme neden oldu. Tabii babamın da 70’lerin İtalyanca şarkılarına olan sevgisi ben de kulak dolgunluğu da oluşturdu. Tercih zamanı tek bir isteğim vardı: İtalyan lisesine girmek. Öğretmenim baskısıyla Robert Koleji’ni de yazmıştık ama benim istediğim İtalyan lisesi olduğu için orayı kazandım. Girdikten sonra tabii ki İtalyan kültürü tanıyıp bütün hocalarla bu kültür alışverişinde bulunmaya başladım. Her İtalyan lisesinde okuyan bir birey gibi hayatımın bir kısmını İtalya’da geçirmek istiyordum. Şansım bu konuda yaver gitti.

person human sleeping asleep

Hayatı anlamanı deneye yanıla kavrayanlardansın: Restoran da işletmişsin, bir müzik grubunun içinde yer alarak konserler de vermişsin, reklam filmlerinde de yer almışsın. Yaşamın sendeki anlamı nedir, bu keşif yolculuğunda sen kendine neler katıyorsun?

Evet çok şanslıydım, bir sürü şeyi deneme fırsatım oldu. Restoran işletmeciliği, müzik grubu, spor takımları… Hayatla ilgili her şeyi deneme taraftarıyım. Ne kadar çok denersek, ne kadar farklı durumun içinde kendimi bulursam daha fazla deneyimim olacak. Ama hani deneyimim fazla olsun diye rasyonel yaşamıyorum, daha içgüdüsel yaşıyorum. Hayatın anlamıyla ilgili belli başlı şeyler var. Mesela insanları mutlu etmek, insanlara iyilik yapmak ve üretmek. Üreterek insanların kalplerine dokunmak, herkese iyi hissettirmek, rahat hissettirmek ve bir şekilde ürettiğim sanatla insanlara ulaşabilmek... İyilik yaparak insanları hoş tutmak. Bu çok basit bir cümle gibi ama hayatın anlamı. Bir şeklide etrafınızda olan onlarca kötü şeye karşı ayakta durmanın yolu da bundan kaynaklanıyor.

Ülkemizde elde ettiğin başarılardan sonra İtalya’ya uzanan oldukça başarılı bir sürece başladın. Nasıl gelişti her şey, yeteneğini farklı kültürler de ortaya çıkarman nasıl bir haz veriyor sana, farklılıklar gözlemlediğin oluyor mu?

Aslında İtalya maceram, İtalyan lisesine girmemle birlikte başladı. Daha sonra 96 yılında Hamam filminde oynadım. Bu bir şeklide İtalya’daki insanların beni tanımasını sağladı ve hemen akabinde de İtalya’da bir tiyatro oyunu teklifi geldi. Ben de tabii ki İtalyan lisesinde okuyup İtalya’da yaşamak isteyen bir birey olarak çok heyecanlandım. Texti okudum ve çok hoşuma gitti. Zaten profesyonel olarak tiyatro yapmak da istiyordum ama daha önce şansım olmamıştı. Ben de bu sayede İtalya’ya gittim. Bu oyunla yaklaşık 4 sene turne yaptık ve profesyonel olarak tanınmamı sağladı. İtalya gibi bir yerde tiyatro yapmanın farkını gördüm. Aslında yaptığım iş insanlarla ilgili, insanlar da hemen hemen her yerde aynılar. İtalyan kültürü de bize çok benziyor o yüzden çok büyük bir yadırgama olmadı. Orada sinema, televizyon ve tiyatronun Türkiye’ye göre nasıl çalıştığını gördüm. Büyük mukayeseler yaptım. Dizi ve sinema endüstrisi olarak farklar vardı. Şimdi hemen hemen aynı şartlardalar ama o zamanlar çok büyük farklar vardı. Bu farkı görmek güven ve deneyim kazandırdı bana.

person human clothing apparel

Başarılı yolculuğunda bir evlilik ile hayatını taçlandırdın ve dünya tatlısı üç çocuğa sahipsin. Peki onlar sana nasıl bir deneyim sağlıyor, nasıl bir iletişime sahipsiniz?

Evet çok şanslıyım 3 tane dünyalar güzeli çocuğum var. Onlarla ilişkim çok daha farklı aslında. Bizim jenerasyonun anne babalarıyla olan ilişkilerine göre çok daha farklı. Arkadaş ilişkimiz çok kuvvetli ama tabii her zaman da değil. Her zaman arkadaş olmamalısın zaten, gerektiğinde anne baba da olmak zorundasın ama beni bıraksalar onlarla sadece arkadaş olarak takılırım. Mesela oğlumun arkadaşlarıyla dışarı çıkıp eğlenmek istiyorum. Nerdeyse her şeyi konuşabileceğimiz bir ortam yaratmaya çalıştık. Zaten öyle de oldu her şeyi çocuklarla konuşabiliyoruz. Bir baba olmanın ne demek olduğunu 3 kere deneyimledim. Bir kız çocuğu babası olmak veya bir erkek çocuk babası olmanın ne demek olduğunu biliyorum. Bunlar hep benim bir şekilde oyunculukta kullanabileceğim deneyimler. Çok güzel bir şey tabii çocuk sahibi olmak. Bir anda hayata başka bir boyuttan bakmanı sağlıyor. Biraz daha rasyonelleşiyorsun, biraz daha içgüdülerini dinliyorsun ama artık üç beş hareket öncesinden hesap yapmaya başlıyorsun. İhtimalleri düşünüyorsun eskiden hiç düşünmediğin kadar. Biz kolayca geçtik o ilk anları, çok daha zorlananlar arkadaşlarım oldu. Çocuk, hayatını olağanüstü değiştiriyor ama bizim için çok güzel bir akış oldu.

Baba olmak büyük bir sorumluluk gerektiriyor. Bu duyguyla yaşamak gerçekten kutsal bir his. Bir gün olsun bu sorumluluğun kendini sorgulamana neden oldu mu?

Evet baba olmak olağanüstü bir his. Ebeveyn olmak... Her şeyden önce egoizme pek yer yok. Senden daha önde gelen biri var ve önce onun hayatını düşünmen gerekiyor. Tabii ki o yüzden de bazı şeylerden feragat etmek zorundasın ama bu hiçbir zaman bana yük olmadı. Aksine belki çocuklardan önce de çok egoist birey olduğumu düşünmüyordum. Ama öyle olsaydım büyük bir darbe olabilirdi çocuk sahibi olmak. Böyle örnekler var ama tabii ben öyle çok egoist biri olmadığımdan için zaten başkalarını düşünmekle ilgili bir hayatım vardı o yüzden çocukları düşünmek o anlamda çok büyük değişiklik yaratmadı. Dediğim gibi kendini sorguluyorsun, yaptığın şeylerin doğru mu yanlış mı olduğunu sorguluyorsun. Bazen çok büyük bir ihtimalle cevabını veremiyorsun. Ta ki onların kendi başlarına ayakları üstünde yalnız olabilen bir birey olarak görene kadar. Ondan sonra da devam ediyor tabii ama en azından reşit olana kadar sürekli sorguladığım bir şey, hiçbir zaman bitmiyor.

face person human sunglasses accessories accessory smile beard
face person human sunglasses accessories accessory smile laughing mouth teeth

Birçok kişi tarafından hayranlıkla takip ediliyorsun. Bir hareketinin bile onları heyecanlandırabiliyor. Sence neden bu kadar çok seviliyorsun, seni özgünleştiren değerlerin ne olduğunu düşünüyorsun?

Ben hiç diğer insanlar beni nasıl görür düşüncesini çok fazla düşünmedim. Diğer insanları hiçe sayarak olmadı tabii ama sadece dışarıya karşı saygısız olmadan kendi isteğimi yapmak istedim. Aslında hikaye buydu. Bir sürü insanın beni hayranlıkla takip etmesi tabii olağanüstü bir his. Neden bu kadar çok sevildiğimi bilmiyorum. Belki oynadığım rollerdendir, belki her zaman kendim olduğumdandır ya da ben de insanları çok seviyorum bu yüzdendir. Ama özellikle sevileyim diye bir çabam olmadı. Evet, beni özgünleştiren şey kendim oluşum. Her zaman kendim olmaya dikkat etmem ve ünlülük durumu beni hiç değiştirmedi. Değiştirmemesi için çaba gösterdim. Ayaklarım hep yere bastı bir şekilde. Bu 12 yaşımdan itibaren böyleydi. O yaşlarda Geçmiş Bahar Mimozaları’nda oynayınca ve o dönem “meşhur olunca” çok normal ayaklarının yerden kesilmesi. Ama içgüdüsel olarak benim için ayaklarım yerden havalanmadı. Kendimi meşhur olma durumunda diğer insanlardan üstün görmedim. Zaten meşhur olmak şuan çok kolay. O bir kıstas değil ama esas kıstas olan: meşhur olunca diğer insanlara nasıl davrandığın. Önemli olan tam olarak bu. O anlamda çok şanslıydım, herhalde annemin babamın ve ablamın bana verdiği eğitimle ilgiliydi. Kendimi hiçbir zaman önemli olarak görmedim. Hep herkesten biriyim hissi oldu bende de.

clothing apparel person evening dress fashion gown robe female shoe footwear

Aklımızın bir köşesinde duran, harekete geçirmek için doğru zamanı beklediğimiz planlarımız olabiliyor. Senin uygulamaya geçirmek için beklediğin hedeflerin var mı?

Evet benim de uygun zamanı beklediğim hedeflerim var harekete geçmek için. Mesela marangoz atölyem olsun istiyorum. Bu da bir doğada, köy evinin bir bölümünde olacak. Marangozhaneye girip bir sürü şey üretmek istiyorum. Torna öğrenmek istiyorum mesela. Yani bir sürü şey öğrenmek istiyorum. Ellerimle bir şey üretme fikri beni her zaman heyecanlandırıyor. Zaten el işlerine yatkınlığım da var bir şekilde marangoz atölyesi ilk hedefim ama ondan sonra da çok hedef var tabii. Bunların arasında yönetmenlik de var, prodüktörlük de var. Bir prodüksiyon şirketi kurduk mesela eşimle pandeminin ortasında. Şirket yavaş yavaş çalışmaya başladı. Daha güzel şeyler yapacak hedeflerimizin arasında birçok şey var. Aslında harekete geçirmek için doğru zamanı beklediğim planlarım var.

sunglasses accessories accessory person clothing premiere fashion suit coat overcoat
person human clothing apparel hair suit coat overcoat

Son olarak, tüm yaşamın boyunca değişmeyen duruşunu merak ediyoruz. Hangi konularda net ve esnek olamayan bir duruş sergiliyorsun?

Net bir duruşumun olmasına sevindim en azından dışardan öyle. Belli başlı şeyler var aklımda, yani bu yaşa gelince ister istemez oluyor. Bir takım prensipler, o prensiplerin yüzde yüz uygulanması gibi şeyler. Mesela iş ve insan ilişkilerinde en önemli şey saygısızlık olmaması. Ben buna çok dikkat ediyorum ve karşımdakilerin de buna dikkat etmesini istiyorum. Yani belki de beni en çok sinirlendiren şey aslında saygısızlık. Bunun yanında işini iyi yapamamak olabilir. Herkes deliler gibi çalışmış gelmiştir ama diğeri ödevini yapmamıştır: Bu da bir saygısızlıktır mesela. Tabii ki ağır konuşmalar, hakaretler… Oralara hiç girmiyorum. Bazen o anlamda kontrolü kaybedebiliyorum. O an bir şey demiyorum sonra eve gidince niye bir şey demedim diye üzülüyorum. O an söylenmesi gereken şeyi söylemediğimde üzülüyorum. Hem çok hazır cevap değilim hem de bazen o kadar şaşırıyorum ki insanların duyarsızlığına ve saygısızlığına o an balık gibi kalıyorum. Söyleyeceğim şeyleri esas verilmesi gereken cevapları veremiyorum sonra mutlaka bir şekilde kendimi anlatıyorum evet ama yani bazen çok net duruşu hemen o anda sergileyemeyebiliyorum. Artık beni tanıyan çok insan var etrafımda. Zaten onların yüzde doksanı ben bir şeye tamam desem bile o an benim için o kadar tamam olmadığını biliyorlar. Prensipler konusunda çok esnek değilim. Mesela hayır demeyi çok geç öğrendim. Artık diyebiliyorum, bu da mesela esnek olmayan bir duruş. Yani bilemiyorum hangi konularda esnek olmadığımı. Belki şöyle minik şeyler olabilir: Kafamda bir plan yapmışımdır, o plan konuşulmuştur ve onun üzerine birsürü elementin olduğu bir plandır. O plan son anda değişmek zorunda kalır, belki o anda zorlanıyorum çok ince düşünmüş bir planın değişmesi zor olabiliyor. Belki o tip durumlarda hemen karşıma çıkan değişiklik konusunda çok iyi net durum sergileyemeyebilirim. Ama sanırım her şeyle ilgili bir fikrim var bir duruşum var, evet. İnsan belli bir yaştan sonra zaman kaybetmek istemiyor. O sebeple daha net daha keskin duruşlar sergiliyorsun otomatik olarak.

person human clothing apparel sunglasses accessories accessory suit coat overcoat

Genel Yayın Yönetmeni Bağlan KESKİN 
Röportaj SALİH DEVRİM
Fotoğraf JİYAN KIZILBOĞA
Moda Editörü ZEKİYE KARADAĞ
Saç PASHA
Makyaj UĞURKAN AVCI
Model Saç ATAKAN GELİSLİ
Model Makyaj AYNUR KABAK
Mekan TUHAFIER

Tavsiye edilen içerikler