İtalyan tasarımların Fransız el işçiliğiyle buluştuğu Armani Privé 2019 İlkbahar-Yaz Haute Couture koleksiyonunda, 1970’lerin klasik kesimleri geometrik desenlerle buluşuyor. Kobalt mavi ve kırmızının uyumuyla ortaya çıkan göz alıcı renk ahengi parlak kumaşlarla yansıtılıyor. Sinematik defilede, 3 boyutlu jakar kumaşlar, kokteyl görünümünü tamamlarken Armani Privé ruhu yansıtılıyor.

İlkbahar-Yaz koleksiyonu için gerçek parizyen şıklığından ilham alan tasarımcı Fransız Couture’ünün detaylarını yansıtıyor. Cazibe, renk kodları, işlemelerin dengesine önem veren tasarımcı,altmışlı yılların formlarını koleksiyonda sunuyor. Feminen ile maskülen arasındaki kontrast koleksiyonun genel havasına hakim.

Pastel tonların hakimiyetindeki 2019 İlkbahar-Yaz Haute Couture koleksiyonu adeta 1930’lardan ilhamını alıyor. Başa bağlanmış ipek eşarplarla nostaljik bir görünüm elde ediliyor. İpek, organza ve tüllerle boncuk işlemeler, koleksiyonda narin bir doku yaratıyor.

Alexis Mabille, Rainbow Splash isimli 2019 İlkbahar-Yaz Haute Couture koleksiyonunda, renklerin enerjisinden ilham alıyor. Danteller, satenler, ipekler floral desenler ve işlemelerle buluşuyor. Fuşya renginin ağırlıkta olduğu koleksiyon, adeta diva-vari bir tavır sergiliyor.

Chanel, her defilesinde olduğu gibi bizleri bir yerlere ışınlıyor. 2019 İlkbahar-Yaz Haute Couture koleksiyonu için Grand Palais’yi Akdeniz’de yazlık bir villanın bahçesine çeviriyor. Villa Chanel’de gerçekleşen arka fonda İtalyan şarkıcı Mina’nın “Parole Parole” şarkısı eşliğinde sunulan koleksiyonda çiçek işlemeler, tüyler, el boyama payetler; organza, şifon, dantel, deri ve modaevinin imza el örme tüvit kumaşıyla buluşuyor. Defile sonunda Karl Lagerfeld, yorgun olduğu için selamını sağ kolu, Chanel’in stüdyo direktörü Virginie Viard ile davetlilere yolluyor.

Modern zaman prensesleri için yaptığı rüya tasarımlarla Giambattista Valli, 2019 İlkbahar-Yaz koleksiyonu için yine tüllerin gücünü kullanıyor. Pastel tonlarla buluşan tüller, Valli’nin imza çizgisiyle podyumda yer alırken tasarımcı Rönesans tablolarını tasarımlarına uyarlıyor. Markanın çizgisine zıt düşen fes şapkalar ise Valli'nin moodboard'unda bulunan, Jean-Auguste-Dominique'in ünlü "Le Bain Turc" tablosundan ilhamını alarak modellerin görünümlerini tamamlıyor.

Haute Couture'ü giyebilir sanata çeviren tasarımcı Iris Van Herpen, akordiyon formlar, batik desenlerden ilham alıyor. Kırmızı tonlarının degrade olarak yansıtıldığı koleksiyonda mavilerde yer alıyor.

Paris Haute Couture Moda Haftası, Schiaparelli defilesi ile start aldı. Otrişlerin, organza ve taftaların üstün el işçiliğiyle sergilendiği İlkbahar-Yaz koleksiyonunda renkli floral desenler, vahşi batıdan gelen kovboy botlarıyla buluştu.

İtalyan modaevi Versace, 2019 Pre-Fall koleksiyonu için ilk defa New York’ta defile düzenledi.

Her defilesinde Grand Palais'de kendi dünyasını kuran Karl Lagerfeld, yaza doyamamış olacak ki bu sefer Côte d'Azur'un kızgın kumlarını ve turkuaz denizini getiriyor. Modellerin çıplak ayak kumda ellerinde ayakkabılarıyla yürüdüğü defilede Chanel yazılı kemerler, trikolar öne çıkarak logomania furyası devam ediyor. Koleksiyonda markanın alamet-i farikası tüvit takımlar pastel tonlarını korurken oversize kesime bürünüyor. Hasır şapkaların Chanel dokunuşuyla zarifleştiği defilede, bisiklet şortlarının önümüzdeki sene de varlığı kesinlik kazanıyor.

Demna Gvasalia’nın Paris Moda Haftası’ndaki defilesinde, bol, oversize hoodieleri ve çok satan sneakerlarıyla, Y kuşağını en iyi anlayan tasarımcılardan biri olduğunu birçok kez kanıtladı. İlkbahar-Yaz koleksiyonunu tasarlarken de benzer bir yerden ilham almış ve “Yeni nesle nasıl takım giydirebilirim?” sorusuyla yola çıkmış. Cevabı ise defilede gizli: akıcı ceketlerle uyumlu pantolonlar. Kravat kullanmayan Gvasalia, kravatın zamanının geçtiğini düşünüyor. Defilenin diğer teması ise insan siluetleri. Tıpkı Cristobal Balenciaga gibi, Gvasalia da siluetlere çok önem veriyor. Bel kısmında daralan kum saati şeklinde elbiseler, geniş ve sert omuzlu ceket elbiselerle birlikte sunuluyor. Yeni jenerasyon için tasarlanan takımların, siluet elbiselerle bir ortak noktası var: tasarımların kullanışlılığı. Lüks ürünlerin sunumunda kullanışlılık ve rahatlığın da dikkate alınması gerektiğini düşünen ünlü tasarımcı; zarafet, şıklık ve rahatlığı birleştiren yeni tasarımlarıyla “Neo-tailoring” olarak adlandırdığı bir akım sunuyor. Podyumdaki elbiseler vücudu sarmıyor ve kumaşları günlük hayatta kullanışlılığı düşünülerek seçilmiş. Defilenin verdiği bariz mesaj ise Gvalia’nın gençliğe ilham vermeye ve genç modayı şekillendirmeye devam edeceği.

Sarah Burton, İlkbahar-Yaz koleksiyonunda tarihe doğru bir yolculuk yaparak kız kardeşliğe dikkat çekiyor. Koleksiyonda kadın figürünün hayatı boyunca karşılaştığı doğumlar, düğünler, ölümlerin yani duygusal iniş çıkışlar yansıtılıyor. Floral işlemeler, deri etek-kemerler, vücuda oturan korse formları ve viktoryen kol detayları koleksiyonun en dikkat çeken detaylarını oluşturuyor.

Modern zaman prensesi kavramını yansıtan marka Giambattista Valli, İlkbahar-Yaz koleksiyonunda Hindistan'a yaptığı geziden ilham alıyor. Beyaz ve kahverenginin ağırlıklı olduğu koleksiyonda fistolu kumaşlar markanın imzası tüllerle buluşuyor. 60'lı ve 70'li yılları andıran koleksiyonda tunikler ve kaftanlar Yoko Ono'nun gelinliğini andırıyor.

Kering Group'tan ayrılarak artık markasının tek sahibi olan tasarımcı, İlkbahar-Yaz koleksiyonunda bağımsızlığı kutluyor. Athleisure stilin rafine cool duruşla buluştuğu koleksiyonda nostaljik floral desen baskılı neoprene'ler ve denim üzerine batik desenler dikkat çekiyor. Spinning yaparken giyilen bodysuit'ler sokağa inerken markanın sevdiği "boyfriend" silüeti keten ve viskoz kumaşlara bürünüyor.

Meghan Markle’ın gelinliğini tasarlayarak 2018’in en büyük moda başarılarından birine imza atan Givenchy kreatif direktörü Clare Waight Keller, son defilesinde tamamıyla farklı bir tarafını sergiliyor. “Ben senin aynanım” adındaki defile, cinsiyetler arasındaki çizgileri bulanıklaştırmayı amaçlıyor. Claire Waight Keller, bu koleksiyonunu tasarlarken, Annemarie Schwarzenbach’tan esinlenmiş; 1900’lerde yaşamış ünlü Alman androjen ve biseksüel gazeteci. Defiledeki modeller ise kısa saçları ve androjin görünümleriyle hem Annemarie Schwarzenbach’a benzetilmiş hem de birbirlerine. Smokin ceketleri ve düz kesim kargo pantolonlar kadın koleksiyonunu maskülenleştirirken, gecelikler ve çiçek desenli elbiseler koleksiyonun feminen tarafını yansıtıyor. Öte yandan, erkek koleksiyonu, trençkotlar, deri ceketler ve “sigara pantolonlar” ile maskülen havasını koruyor. Waight Keller, bu defileyle, moda dünyasını cinsiyet stereotipilerinden uzak koleksiyonlara, maskülen terziliğe ve metalik, monokrom tasarımlara taşıyacak gibi görünüyor.