Retinol kullanımı hakkında bilmeniz gerekenler
Birçok kişi tarafından cilt bakımının zirvesi olarak görülen retinol hakkında neler biliyoruz?
Son zamanların trend güzellik rutinlerini belirleyen TikTok’un hayatımıza kattığı retinol, ince çizgilerin ve kırışıklıkların cilt üzerindeki görünümüyle mücadele etmek için bir numaralı çözüm olarak görülüyor. Hatta öyle ki, cilt hücresi üretimini artırdığı, gözenekleri açtığı ve kolajen üretimine fayda sağladığı da söylenenler arasında.
Haklı olarak, bu kadar popülerliğe sahip bir ürün hakkında şunu düşünebiliriz; “Bu kadar iyi özelliğe sahip bir ürünün hiçbir kötü özelliği yok mu?” bu sorudan ilham alarak, retinol hakkında bilmeniz gereken her şeyi konuşuyoruz.
Retinol nedir?
İlk adımda, retinolun tanımıyla konuya giriş yapmamızda fayda var. Cilt hücresinin dönüşümünü düzenlemeye ve kolajen üretimini artırmaya yardımcı olduğu bilinen bir A vitamini türevi olarak açıklanabilen retinol, cilt tonunun ve dokusunun görünümünü iyileştirmeye, renk bozulmasını azaltmaya, ince çizgilerin ve kırışıklıkların görünümünü iyileştirmeye yardımcı olur. Bunun yanı sıra, sivilce ve cilt lekelerini azaltmak için de kullanılabilen retinol, hem serum hem de nemlendirici formülüyle dikkat çekiyor.
Retinol’ü ne kadar ve ne sıklıkla kullanmalısınız?
Her gece kullanılabilse de, başlangıçta yüzünüzün bu rutine ayak uydurabilmesi için haftada birkaç kez kullanmanız yeterli olacaktır. Retinole ilk başladığınız zamanlarda bezelye büyüklüğünde bir miktarı cildinize uygulamanız mantıklı olabilir. Cilt tipinize bağlı olarak, düzenli retinol kullanmaya başlamanız birkaç hafta sürebileceği için bu konuda sabırlı olmanız gerektiğini bilmelisiniz. Cilt tipiniz ne olursa olsun, haftada sadece iki ila üç kez kullanmaya başlamak ve yüzünüzün tolere edebildiği takdirde kullanma sıklığını artırmak cildinizin retinole alışması için en iyi çözüm.
Bilmeniz gereken bir diğer nokta ise, retinolü düzenli bir şekilde kullanmadığınız takdirde, herhangi bir yararını görmenizin zor olduğu. Kullanacağınız retinolün miktarı yan etkiler yaşayıp yaşamayacağınızı belirlemede bir faktör olarak öne çıkarken, az miktarda retinolü cilt bakım rutininize yavaş yavaş adapte etmek, doğru bir karar olabilir.
Retinolün yan etkileri nelerdir?
Retinol kullanımı genellikle tahriş, kızarıklık, yanma hissi, soyulma ve güneşe karşı hassasiyet gibi yan etkiler gösterebilir. Hassas cilde sahip olan kişilerin yan etkilerle karşılaşma olasılığı daha yüksekken, bazı insanların hiçbir yan etkiyle karşılaşmadığını da bilmelisiniz.
Yan etkiyle karşılaştığınız senaryoda, semptomların ne kadar süreceği cilt tipinize ve kullandığınız retinolün gücüne bağlı olduğunu da unutmamanız gerek.
Çok fazla retinol kullanırsanız ne olabilir?
Dermatoloğunuzun tavsiye ettiği miktardan daha fazla retinolü yüzünüze uyguladığınız senaryoda, çok fazla retinol kullanımından kaynaklanan cilt kızarıklığı, cildin çiğ veya pul pul görünmesi gibi sonuçlar karşınıza çıkabilir.
Retinol hasarı nasıl tedavi edilir?
Cildinizde retinolün yan etkilerini gözlemlediğiniz anda retinol kullanmayı bırakmalı, cilt bariyerinin dinlenmesi ve toparlanması için süre tanımalısınız.
Retinolün cilde verdiği hasar nasıl önlenir?
Yazının başında bahsettiğimiz gibi,
- Yüzünüzün tamamı için sadece bezelye büyüklüğünde küçük bir miktar kullanın.
- İlk adımı retinolü sadece haftada birkaç kez kullanın.
- Göz, burun ve ağız gibi tahrişe yatkın bölgelere ekstra koruyucu merhem uygulayabilirsiniz.
Son olarak, söz konusu retinol olduğunda cilt tipinize en uygun ürünü veya kullanmanıza gerek olup olmadığı gibi konularda dermatoloğunuzla konuşmanızın en iyi çözüm olabileceğini bilmelisiniz.
kapak karesi: @haileybieber