Be Well

Modern çağın popüleri; biohacking

Son dönemlerde adını sık duymaya başladığımız ve sağlık durumunu optimize etmenin en popüler yöntemi olarak karşımıza çıkan “biohacking” nedir, nasıl uygulanır? Masaya yatırdık.

Daha önce ‘biohacking’ terimini duymamış olsanız dahi, muhtemelen onunla birçok yerde karşılaşmışsınızdır. Şayet, Twitter Ceo’su Jack Dorsey’in aralıklı olarak oruç tuttuğundan, eski NASA çalışanı Josiah Zayner’in gen düzenleme teknolojisi kullanarak DNA enjekte ettirdiğinden ya da teknolojinin kalbi Silikon Vadisi’nde (Elektronik ve bilgi teknolojileri alanlarında uzmanlaşmış çok sayıda ABD şirketinin bulunduğu bölge) ortaya çıkan ve giderek yayılan bir trend haline gelen dopamin orucundan haberdarsanız, dünya genelinde birçok insanın yaşam stili olarak benimsemeye başladığı biohacking’in ne olduğuna dair fikir sahibisiniz demektir. Silikon Vadisi yatırımcılarından, ‘The Bullotproof Diet’ isimli kitabın yazarı Dave Asprey, son derece geniş ve amorf bir terim olan biohacking’i insanların biyolojilerini, yaşamlarını ve vücutlarını daha iyi bir şekilde kontrol edebilmesi için hem içeriden hem de dışarıdan bedenine müdahale etmesi şeklinde yorumluyor. Dave Asprey’in, kısaca ‘yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen her şeyi değiştirme sanatı ve bilimi’ olarak tanımladığı biohacking, birbirinden farklı yöntemler aracılığıyla uygulanabiliyor.

 

GettyImages-672150897.jpg

Hepimiz biliyoruz ki dengeli beslenme, bol miktarda egzersiz yapma ve yeterli uyku sağlıklı yaşamın değişmez üç kuralı… Her ne kadar sağlıklı yaşam konusunda altın anahtarlara sahip olduğumuzu düşünüyor olsak da kendimizi daha iyi hissetmek istiyoruz ve başarılı sonuca ulaşabilmenin kısa yollarını arıyoruz. Bu noktada devreye giren ‘biohacking’ uygulamaları, negatif yönlü çevresel faktörlerden izole olma yolculuğumuzda bizlere eşlik ediyor. Biohacking, ihtiyaçlar doğrultusunda, tamamen kişisel olarak şekillendirilebiliyor.

Biohacker’lar sağlıklarını optimize edebilmek için vücutlarını yakın izlemeye alırlar. Örneğin, verimli uyku konusunda problem yaşayan birisi, günlük hayatımızın birçok noktasında daha kaliteli bir hayat için uyarıda bulunan giyilebilir akıllı cihazlardan birini edinir ve uyku takibine başlar. Böylelikle, vücudunun mekanik fonksiyonları hakkında ihtiyacı olan verilere sahip olur. Bilinçli ve planlı olarak öğünlerin atlandığı gözde diyet yöntemlerinden Intermittent Fasting (aralıklı oruç) ile son dönemlerde adını sık sık duymaya başladığımız sağlıklı dostu ‘bulletproof kahve’ de popüler biohacking uygulamaları arasındaki yerini alıyor. Dave Asprey tarafından geliştiren ve kahve çekirdeği, hindistan cevizi yağı ve tuzsuz tereyağı kullanılarak hazırlanan bulletproof kahvenin, konsantrasyon artırma, enerji verme ve zayıflamaya yardımcı olma gibi yeteneklere sahip olduğu iddia ediliyor. Elbette kriyoterapi (dondurma yöntemi kullanılarak hastalıklı dokuların yok edilmesi), nörofeedback (stresin beyne etkisinin azaltma) gibi daha radikal biohacking uygulamaları da yok değil. Üstelik insanlar bu uygulamalar için yüz binlerce dolar harcıyor. Aslına bakarsanız çok uzun zaman önce hormonlarını nasıl kontrol altına almaları gerektiğini öğrenen kadınlar için biohacking hiç de yeni bir uygulama sayılmaz. Zira kadınlar, yüzyıllar önce ay döngülerini izleyerek doğurganlıklarının önüne geçebiliyordu. Günümüzde ise döngü takiplerinin yerini, çeşitli doğum kontrol hapları aldı. Kısacası kadınlar her zaman biohacker’dı! 

 

Tavsiye edilen içerikler