Bağırsak dostu prebiyotikler
Prebiyotik gıdalar bağırsak sağlığına nasıl etki eder?
Doğru miktarda tüketilen prebiyotikleri, bağırsaklarda bulunan iyi huylu bakterilerin sayısını düzenleyen, gelişmesini sağlayan ve insan vücudunun sindiremediği bir lif türü olarak tanımlanabilir. Onlar, bağırsaktaki bakteri ve diğer faydalı organizmalar için besin görevi görürler. Dolayısıyla prebiyotikler ve probiyotikler fayda bakımından birbiriyle bağlantılıdır. Ayrıca yapılan araştırmalar doğru tüketilen prebiyotiklerin; iştahı kontrol altında tutmak, cildin parlamasına katkı sağlamak gibi başka işlevlere de sahip olduğunu söylüyor.
Muz
Mükemmel bir prebiyotik kaynağı olan muz, iyi bağırsak bakterileri için gıda görevi gören sindirilemez karbonhidratlar arasında yer alır. Aynı zamanda dirençli ve doğal bir nişasta kaynağı olarak da biliniyor. Yapılan bir çalışma, 60 gün boyunca ara öğünlerde atıştırmalık olarak günde iki kez muz yiyen kadınların iyi bakteri seviyelerinde önemli bir artış ve şişkinliklerinde yüzde 50 azalma olduğunu gösteriyor.
Yaban Mersini
Meyveler, yavaş sindirilen lif kaynaklarından biridir. Antioksidan bakımından zengin ve yaşlanma karşıtı etki gösteren yaban mersini, özellikle bağırsaklara faydalı prebiyotik lifler bakımından zengindir.
Yulaf
Yulaf, beta-glukanlar adı verilen sindirilemez (olumlu yönde) bir lif kaynağıdır. Bu lifler sadece bağırsak böceklerinizi beslemekle kalmaz, aynı zamanda düşük seviyelerde LDL yani “kötü” kolesterol seviyesini aşağı çeker ve insülin duyarlılığına olumlu destek sağlar. Ayrıca anti-enflamatuar yarar sağlayan tüm yulaflar mükemmel bir dirençli nişasta kaynağı olarak da tanınır.
Çikolata
Çikolata yemenin yalnızca mutluluk hormonu salgıladığını sanıyorsanız, yanıldığınızı söylemek isteriz. Özellikle kakao oranı yüksek çikolatalar, bağırsaklardaki iyi huylu bakterileri de mutlu ediyor ve daha sağlıklı kalmaları konusunda destek oluyor. Zira bağırsaklardaki iyi huylu bakteriler kakao çekirdeklerinde bolca bulunan polifenol isimli bir antioksidan çeşidinden besleniyor. Araştırmalar, yüksek polifenol içerikli çikolata tüketen kişilerde ishal, kabızlık, irritabl barsak sendromu gibi problemlere karşı savaş açan bifidobakterilerin belirgin artış gösterdiğini söylüyor.
Nohut
Protein, demir ve B vitamini oranı yüksek olan nohut günlük prebiyotik tüketimini arttırmak için dikkat çekici bir seçenek. Kepekli pirinç ve karabuğday ile birikte tüketerek etkisini iki katına çıkartabilirsiniz.
Soğan
Soğan prebiyotikler, antioksidanlar ve flavonoidler bakımından oldukça zengindir. Çok yönlü ve besleyici özelliği ile sofralarda yerini alan bu mucize besin, bağırsak florasını ve bağışıklık sitemini güçlendirme konusunda yeteneklidir. Ayrıca kardiyovasküler sağlığa fayda sağlayayan soğanın, kanser önleyici olduğu da bilinir.
Sarımsak
Sarımsak, bağırsağa yararlı Bifidobacteria’nın büyümesine destek olan önemli bir prebiyotik kaynağıdır. Sindirim sistemini düzenleyen ve gastrointestinal hastalıkların önlenmesine yardım eden sarımsağın, kötü huylu bakterilere karşı savaş açtığı da biliniyor. Ayrıca araştırmalar, sarımsak tüketmenin kalp hastalıklarına iyi geldiğini, hatta kanser riskiniz azalttığını gösteriyor.
Kudüs Enginarı
“Dünya elması” olarak da bilinen “kudüs enginar”, bildiğimiz enginarlardan farklı olarak bir ayçiçeği türü olarak kendisini gösterir. Potasyum, tiamin ve lif bakımından zengin olan kudüs enginarı, bağırsak ve sinir sistemini korur, bağışıklık sistemini güçlendirir, metabolik bozuklukları önleyebilir ve kas fonksiyonlarını iyileştirebilir.
Pırasa
Sarımsak ve soğan ile aynı aileden gelen pırasa da benzer faydalar sunuyor. Mükemmel bir K vitamini deposu olan pırasa, bağırsak sistemini korumanın yanı sıra gerçek bir kas ve komik dostudur.
Fotoğraflar: Getty Images Türkiye