Üçüncü koleksiyonuyla Parizyen marka Chloé’nin çehresini değiştirmeye devam eden Natacha Ramsey-Levi, İlkbahar-Yaz koleksiyonuyla hippi modernizmiyle karşımıza çıkıyor. Festival ruhunun derinden hissedildiği koleksiyonda ponçolar, eşarp desenli ipek elbiseler, goblen işlemeli tulumlar ve tığ işi uzun elbiseler bulunuyor.

Alessandro Dell’Acqua, Theatre National de Chaillot'ta sanatsal olarak sunduğu İlkbahar-Yaz koleksiyonuyla zarifliğin tanımını yeniledi. Leopar desenin, jakarlı kumaşın şatafatını minimalize eden tasarımcı Rochas ile modern ve her gün giyilebilir güçlü couture siluetleri sundu.

Geçtiğimiz erkek koleksiyonuyla hissettirdiği saykodeli durumunu kadın koleksiyonunda da devam ettiren tasarımcı, sarı ve turuncunun en canlı tonlarıyla hikayesini anlatmaya devam ediyor. Modern kadının avangart gardırobunu anımsatan koleksiyon, bolca desen ve ve renkleri en yalın haliyle barındırıyordu.

John Galliano, her ne kadar kadın koleksiyonunu tanıtmış olsa da Maison Margiela podyumunda her iki cinsiyette yer aldı. Kadınların çoğu erkek giysilerini giydiği birçok unisex defilenin aksine cross-dressing vurgulandı. Bu defileyle Galliano marka için ilk defa çıkardığı The Mutiny isimli parfümün tanıtımını da gerçekleştirdi.

Dün Paris Moda Haftası kapsamında gerçekleşen Saint Laurent defilesi her anlamda ihtişamlıydı.

Erkek koleksiyonunda kökleri Marsilya’ya dönen Simon Porte Jacquemus, İlkbahar-Yaz koleksiyonunda bizleri Fransız Rivierası’na götürüyor. Derin V dekoltelerin, yırtmaçların, sırt dekoltelerinin bolca yer bulduğu koleksiyonda fuşya tonu ön plana çıkıyor. Markanın geçtiğimiz yaz ikonikleşen devasa şapkasının yerini önümüzdeki yaz devasa hasır çantalar alacak gibi duruyor.

Dansın teatralliğinden ilham alan İtalyan tasarımcı Maria Grazia Chuiri, podyumu sahneye çeviriyor. Bale ve modern dans öğeleriyle karşılaştığımız defilede tütüler, bantlı dans ayakkabıları, saç bantları ön planda. Dior’un New Look çizgisinin yansıtılmaya devam edildiği koleksiyonda ikonik Oblique deseni sırt çantası ve spor çantası olarak karşımıza çıkıyor. Batik desenin Dior’un üstün atölyelerinde canlanarak hayat bulduğu tasarımlar nötral tonlardaki koleksiyonun parlayan yıldızı oluyor.

Pierpaolo Piccoli, Valentino 2018-2019 Sonbahar-Kış Haute Couture koleksiyonu için Yunan mitolojisinden, 17. Ve 18. Yüzyıl tablolarından, Passolini filmlerinden ilhamını alıyor. Kendi deyimiyle “Rönesans’ın Versaille Sarayı ile buluşması ve birazda 60’lar eklenmiş hali” diyor. Alışılmışın dışında olan koleksiyonun Haute Couture kodlarına uyduğu tek nokta benzersiz atölye işçiliği oluyor.

Binbir gece masallarını andıran tasarımlarıyla ünlü, Lübnanlı tasarımcı Zuhair Murad, sonbahar-kış Haute Couture koleksiyonunda dönemlerden ilham alıyor. Antik Yunan ve Roma'nın savaşçı çizgisi, barok dönemin görkemiyle buluşuyor.

Her defilesinde Grand Palais’de başka bir dünya yaratarak moda severleri yarım saatte olsa gerçeklerden uzaklaştıran Karl Lagerfeld, bugün bizi Seine Nehri kıyısında bir yürüyüşe çıkardı. Markanın imza kumaşı tüvitin hakimiyetini kadifeyle dengelediği 2018-2019 Sonbahar-Kış Haute Couture koleksiyonunda, yandan derin yırtmaç dekoltesi önümüzdeki kışa damgasını vuracak gibi duruyor.

Peter Dundas, kendi markasını kurduğunda belirlediği şehirli ama aynı zamanda şıklığın içinde punk ve vahşiliği barındıran imajını Resort koleksiyonunda koruyor. Gösterişli kaftanlar, şortla kombinlemiş smokin ceketler koleksiyonda 80’lerin cazibeli ışıltısını yansıtıyor.

Volanların, vatkaların, otrişlerin hakimiyetiyle Ralph&Russo bizi 2018-2019 Sonbahar-Kış Haute Couture koleksiyonuyla Studio 54’da bir partiye götürüyor. Boncuk işlemelerinin sıkça görüldüğü koleksiyonda, kontrast tonların hakimiyeti drapelerle birleşiyor.