Kendi adını taşıyan markasıyla adından sıkça söz ettiren ünlü tasarımcı Prabal Gurung, .evresinde duygusal bir kişilik olarak biliniyor. Moda sektöründe eskiden duygu göstermek savunmasızlığı işaret eden ve asla göstermemeniz gereken bir duyguydu. Bunun aksini dolu dolu yaşadığımız şu günlerde tasarımcı 2020-21 Sonbahar-Kış koleksiyonunu evim dediği New York’tan ilhamla yarattı. Tasarımcının “hem hayal kırıklığım hem de ilham kaynağım, New York” sözleri koleksiyonun ne denli yoğun bir alt yapıya sahip olduğunun göstergesiydi. Beyaz-siyah bir suit ile açılan defilede güçlü, kendine yetebilen New York kadınının bir yansımasıydı. New York’un en ikonik lokasyonlarından 30 Rockefeller Center’daki Rainbow Room’da gerçekleşen defile parçaları “asla uyumayan şehir”i net bir şekilde tanımlıyordu. Leopar baskının parlak ve canlı renklere sahip floral desenle uyum içinde olmasıyla ilginç ama bir o kadar da olağan bir görünüm sergiliyor ve Prabal Gurung kadınlarını akşam davetine hazırlıyor.

Tam on yıl önce kurduğu markasıyla Nepal-Amerikan tasarımcı, defilede Amerikalı diye kime deriz sorusunu sordu. Oldukça politik bir mesajla biten defilede tasarımcı, Amerikan Rüya’sının nostaljik ruhunu ve bu arzuyu işlerken çok farklı bir noktaya da parmak basıyor. Çok farklı yüzleri ve kimlikleri olan bir ülkeden ayrı olmanın ne demek olduğuna da değiniyor. Koleksiyon klasik Amerikan stiline referanslar içeriyor. Gece mavisi kot pantolonlar ve ceketler, kırmızı, mavi ve beyaz boyanış kaşmir örgüler, gül baskılı elbiseler, danteller ve payetler başlıca elementler. Floral deseni gördüğümüz gibi çiçeklerin gerçek aksesuar olarak kullandığına da şahit oldu. Koleksiyon tamamen yerel ve sürdürülebilir olarak yaratılmış. Geçmişteki Amerika’yı geleceğe dönük bir vizyonla sunan Prabal Gurung, mirasını ve çok kültürlü yapısının sorumluğunu üstlenen bir ülke olarak hatırlanması için çabalıyor.

Son koleksiyonlarında kökleri Nepal’e dönüş yapan Prabal Gurung, sportif giyimi kökleriyle buluşturup barış için çağrıda bulunuyor.