Dünyayı “Abracadabra” mı kurtaracak?
Yorgun bir halde işten eve giderken yine de bugünlerde Abracadabra ile yankılanan radyomuzun sesini yükseltiyorsak, bu sorunun muhtemel cevabı evettir.
Abracadabra adeta Lady Gaga’nın kötü zamanlar için ürettiği bir acil durum kiti şarkısı. Dinlediğimiz ilk andan itibaren enerjimizi yükseltiyor, sıkıntılarımızı unutturuyor ve şarkının sözlerinde de geçtiği gibi kendimizi kaybederek dans etmemizi sağlıyor. Peki neden? Lady Gaga’nın sanatçı kimliğini zaman ve mekân algısından ayırmaması olabilir. O sadece aşk hayatı ya da kişisel yakarışlarıyla alakalı şarkılar yapmıyor, adeta toplumun nabzını tutuyor.
Bugünlerde her şeyin en kolay halinde olmadığını fark etmişsinizdir. Zor bir seçim döngüsünden yeni çıkmış olan 2025'in Amerika'sının kafası çok karışık. Nitekim dünya çapında pek çok politik dalgalanma var. Ekonominin durumu Büyük Buhran dönemlerini aratmıyor. Orman yangınları Los Angeles'ı kasıp kavuruyor. Soğuk havaların getirdiği kış depresyonumuz ve tabiki yaklaşan koç ve balık retrosu da cabası. Lady Gaga’nın konuya tepkisi “Abracadabra” ve ardından gelen kendine özgü mırıldanmaları ile geliyor: “amor-ooh-na-na,” ‘morta-ooh-ga-ga,’ ”abra-ooh-na-na.” Peki kendimize böylesine iyi hissetmediğimiz, ruhen yorganın altından çıkamadığımız günlerde hüzünlü şarkılarla kendini acıya batıranlardan mısınız mutsuzluklardan sıyrılıp çıkmaya çalışanlardan mı? Lady Gaga’nın bu konuda bakış açısı savaşmaktan yana. Abracadabra’yı yazma motivasyonunun da “hayatın zorluklarıyla yüzleşmek” olduğunu söylüyor.
Gaga daha önce de şarkıları ile yaralarımıza merhem olmuştu. Ariana Grande ile düet yaptığı “Rain on Me”(2020) COVID-19 pandemisi dönemi yaşanan küresel krizde hepimize umut ışığıydı. Şarkının "I'd rather be dry, but at least I'm alive" gibi sözleri elbette tesadüf değildi, çok da yerindeydi. Gaga’nın LGBTQ+ topluluğunun mücadelesi için kimlik özelliği taşıyan "Born This Way" (2011) şarkısı da ayrımcılıklar ve sosyal adaletsizliklerin zirvede olduğu bir dönem ortaya çıkmıştı. Obama yönetimi döneminde "Don’t Ask, Don’t Tell" yasasının kaldırılması konusunda da tavrını açıkça ortaya koymuştu.
2025'te, özellikle kadın sanatçılardan “banger” şarkılar konusunda bir eksiğimiz yok, hatta müzik listelerinin adını yeni duyduğumuz isimlerle dolduğu bir dönemdeyiz. Sabrina Carpenter'ın Espresso’su bizlere Katy Perry'nin Teenage Dream döneminin neşesini hatırlatıyor. Charli XCX'in Brat'i 2000'lerin parti kültürünü yeniden gündeme getirdi. Chappell Roan'un teatral estetiği ve marş niteliğindeki şarkıları ise Gaga'nın ilk dönemlerine selam çakıyor. Yine de hiçbir şey Gaga'nın kendi şarkısı gibi vurucu olamaz. Abracadabra bunun en büyük kanıtı.
Kapak görseli: @ladygaga