Mehmet Korkmaz ile moda ve sürdürülebilir tasarım üzerine
“Modayı bir hikaye anlatımı aracı olarak ele alıyorum” diyen Mehmet Korkmaz, haute couture tasarımlarıyla yıllardır uluslararası arenada adından söz ettiren ve birçok ödüle layık görülen bir isim. Korkmaz ile zamansız, estetik ve sürdürülebilir tasarımlarını konuştuk.
Moda dünyasında gerçek bir vizyoner, yalnızca kıyafet tasarlamakla kalmaz; aynı zamanda bir hikaye anlatır, bir rüya dokur ve iz bırakır. Mehmet Korkmaz, bu tanımı eksiksiz karşılayan, haute couture sahnesinin en güçlü isimlerinden biri. Onun tasarımları, zaman ve mekân kavramlarını aşarak hem yerel kültüre hem de global moda sahnesine anlamlı bir köprü kuruyor. Tasarımcının yaratıcı dehası estetikle sınırlı değil; onun modaya yaklaşımı, aynı zamanda bir felsefe ve yaşam tarzı manifestosu.
Korkmaz, “Modanın sanatla buluştuğu, sınırların ortadan kalktığı bir alan olarak haute couture, kendimi ifade edebileceğim en özgür platform. El işçiliği, detaylara verilen önem ve kişiselleştirilmiş tasarımlar yaratma fikri beni bu dünyaya çekti” diyor ve ekliyor, “Yaratıcı özgürlük, haute couture’e adım atmamda en büyük motivasyondu.”
Gerçek couture’ü nasıl tanımlarsınız?
Ustalıkla bir araya gelen sanat, zanaat ve bireysel yaratıcılık. Her bir parça, özel olarak tasarlanır ve el işçiliğiyle hayat bulur. Haute couture’ü tanımlayan en önemli unsur ise detaylardaki mükemmeliyetçilik ve tasarımın zamansız bir değer taşıması. Tasarım süreci, müşterinin hikayesini anlamakla başlar.
Ardından, ilk eskizler hazırlanır ve detaylı kumaş seçimleri yapılır. Prototip tasarım üzerinde çalışılır ve ardından prova sürecine geçilir. Tasarımın her aşaması el işçiliğiyle ilerler. Tüm detaylar tamamlandığında, parça kişiye özel bir sanat eseri olarak teslim edilir.
Koleksiyonlarınızda sizi en çok ne motive ediyor?
Koleksiyonlarımı oluştururken beni en çok motive eden, geçmişimde yaşadığım zorluklar ve bu zorlukları dönüştürme arzum. Her tasarım, hayatımdaki acıların ve deneyimlerin bir yansıması. Bu süreç, hem kendimi hem de başkalarını iyileştirmek için bir üretim yolculuğu haline geliyor. Tasarım yapmak benim için sadece bir meslek değil, duygusal bir anlatım biçimi.
Tasarım sürecinde sizi en çok neler etkiliyor?
İlhamımı hayatımdaki deneyimlerden ve çevremdeki gözlemlerden alıyorum. Geçmişte yaşadıklarım, bugün üretimime anlam katıyor. Bunun yanında, insanların hikayeleri, farklı kültürler ve doğanın eşsiz detayları da yaratıcılığımı besleyen önemli unsurlar. Her tasarım, hayatın bir yönünü keşfetme ve yeniden yorumlama çabasıdır.