Sahici, saydam, içten… Olduğu gibi. Hem gerçeğe yakın hem hayallerini yaşıyor. Kendisiyle alakalı sonsuz bir keşifte. Keşfederek olgunlaşıyor. Alina Boz ile çekim boyunca hareket halindeyiz. Dediği gibi akıntıyı takip etmek ölü balıklara mahsus, şimdi akıntıya karşı yüzmek gerekiyor.

İster fiziksel olarak orada bulunayım ister uzaktan naklen bağlanayım &ccedil;ekim &ouml;ncesi set adrenalini mesafe dinlemiyor. Ekran &ouml;n&uuml;nde de set başında da aynı heyecanı, aynı telaşı hissediyorum. Alina Boz ile ger&ccedil;ekleştirmeye hazırlandığımız kapak &ccedil;ekiminin kusursuz ge&ccedil;mesi adına koordineli &ccedil;alışıyoruz. Hem telefondan hem diz&uuml;st&uuml; bilgisayarımdan an be an takip ediyorum. Kendisiyle kuliste FaceTime &uuml;zerinden merhabalaşıyoruz. Doğallığını hisseder hissetmez keşke sette olsaydım diye i&ccedil; ge&ccedil;iriyorum. Hen&uuml;z kahvaltı yapmamış. Set başlamadan ağzına bir par&ccedil;a kruvasan atıyor. Birka&ccedil; dakika sonra kapak &ccedil;ekiminin baş kahramanı olacağının bilinci ve &ouml;zeniyle soruyor: &ldquo;Yemese miydim acaba?&rdquo; &ldquo;G&ouml;n&uuml;l rahatlığıyla yiyebilirsin. Hareketli ve atletik bir &ccedil;ekim olacak&rdquo; diyorum tebess&uuml;m ederek. Telefon ekranından g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;m kadarıyla doğal ve yalın bir g&uuml;zelliği var Boz&rsquo;un. &Ccedil;abasız, saydam, i&ccedil;ten&hellip; Olduğu gibi.

Bu sayıda zamanın ruhunu belgelemek istiyoruz. Zamanın tadı nasıl? Kokusu neyi andırıyor? Şimdinin umutları neler? Umutsuzlukları bize ne anlatıyor? &ldquo;Dinlediğim bir şarkıda ge&ccedil;en &lsquo;sadece &ouml;l&uuml; balıklar akıntıyı takip eder&rsquo; c&uuml;mlesinden yola &ccedil;ıkarak zamanın ruhunu takip etmekten ziyade kendi ruhumuzun peşine d&uuml;şmemiz gerektiğine inanıyorum. Nihayetinde umutlar ve umutsuzluklar eşit bir şekilde ilerliyor&rdquo; diyor Boz. Cevabı cesaretlendiriyor. &Ouml;yle ya zamanın ruhunun i&ccedil;erisinde direniş de var. Farkında olmak, ses &ccedil;ıkarabilmek&hellip; Hepimiz dolamba&ccedil;sız, katıksız ve net ifadelerin ve d&uuml;ş&uuml;ncelerin &ouml;zlemini &ccedil;ekiyoruz&hellip; &ldquo;Pandemiyle birlikte kendi hayatlarımızın, d&uuml;nyanın ve doğanın ne kadar kıymetli olduğunun farkına &ccedil;arpıcı bir şekilde vardık. Belki de bu y&uuml;zden artık daha &ccedil;ok ses &ccedil;ıkarıyoruz, değerlerimize, fikirlerimize sahip &ccedil;ıkıyoruz. Daha fazla aksiyona ge&ccedil;meli, hareket etmeliyiz&rdquo; diye ekliyor. &nbsp;&ldquo;İşte aradığım s&ouml;zc&uuml;k: Hareket!&rdquo; diyorum. Galiba uğruna bir sayı adadığımız zamanın ruhunun tek kelimelik &ouml;zeti bu.

Zaman demişken hik&acirc;yenin en başına, Boz&rsquo;un &ccedil;ocukluğa d&ouml;nmeden olmaz. 7 yaşına kadar Rusya&rsquo;da yaşıyor. Sonra T&uuml;rkiye&rsquo;ye yerleşiyor ama 13 yaşına kadar her yaz ve kış, yazın &uuml;&ccedil; ay kışın ise minimum iki &uuml;&ccedil; hafta Rusya&rsquo;da akrabalarıyla birlikte vakit ge&ccedil;iriyor. Gelişiminde annesi, anneannesi ve dedesinin katkısı b&uuml;y&uuml;k. Annesi Moskova&rsquo;da &ccedil;alışırken şehrin yakınlarındaki kasabada anneannesiyle kalıyor. Tasvir ettiği masalsı bir &ccedil;ocukluk. &ldquo;Ormanlarda savaştan kalma mermileri arardık. Kuşların yuva yaptığı kum tepelerinde kaleler yapardık ve terk edilmiş evlerde hayalet avına &ccedil;ıkardık.&rdquo; İki &uuml;lkede yaşadığı i&ccedil;in iki farklı &ccedil;ocukluk yaşamış gibi hissettiğini s&ouml;yl&uuml;yor. &ldquo;Her şeyden uzak, internetten bağımsız, hayallerle, oyunlarla ve keşiflerle ge&ccedil;ti &ccedil;ocukluğum. Hayalperestliğimi &ccedil;ocukluğuma bor&ccedil;luyum.&rdquo;

&Ccedil;ocukluğunda kurduğu hayallerin ne kadarının ger&ccedil;ekleştiğini sorduğumda ise sahneyle tanıştığı ilk andan, dedesiyle gittiği ilk tiyatro oyunundan bahsedince, anlıyorum ki Boz&rsquo;un en b&uuml;y&uuml;k hayallerinden biriymiş oyuncu olmak. &ldquo;Dedemle birlikte ilk kez tiyatroya gittiğimiz g&uuml;n&uuml; unutamıyorum. Kasabadaki &ccedil;ocukların okulda sahneledikleri dini bir oyundu. Sahnedeki perdelerin arkasındaki y&uuml;ksek tavanlı b&ouml;l&uuml;m&uuml; g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;mde sahnede olma hissiyatı beni &ccedil;ok heyecanlandırmıştı. Hatırladığımızı sandığımız &ccedil;oğu şeyi beynimiz uydurabiliyormuş ger&ccedil;i ama bu anı yaşadığıma ve hatırladığıma eminim. Aslında sadece oyunculuğu değil, veteriner olmayı da hayal ettim ben, pilot olmayı da. Hayal ettiğim her şey &ouml;zg&uuml;rl&uuml;kle alakalı bir durumdu. Hi&ccedil;bir zaman masa başında bir işin hayalini kurmadım. Hep ruhumla birebir odaklı bir meslek d&uuml;şledim. Ger&ccedil;ekleştiği i&ccedil;in şanslıyım.&rdquo;

&nbsp;

Almanya&rsquo;da doğan, Londra, Milano, Frankfurt ve İstanbul gibi farklı şehirlerde yaşayan biri olarak &ccedil;ok k&uuml;lt&uuml;rl&uuml;l&uuml;ğ&uuml;n ne kadar değerli bir zenginlik olduğunu d&uuml;ş&uuml;nm&uuml;ş&uuml;md&uuml;r hep. Zira tek bir kimliğe, &ccedil;embere, fikre bağlanmamayı, kendinden farklı olanla, d&uuml;ş&uuml;nenle, hissedenle diyalog kurmayı bu sayede &ouml;ğrendim. Boz da Rus ve T&uuml;rk k&uuml;lt&uuml;r&uuml;yle yetişmiş, &ccedil;ok k&uuml;lt&uuml;rl&uuml;l&uuml;ğ&uuml;n&uuml;n bereketiyle yoğrulmuş bir k&uuml;lt&uuml;r bilincine sahip. &ldquo;&Ccedil;eşitlilik &ccedil;ok g&uuml;zel! Bu zenginliğe karşı &ccedil;ıkmak sa&ccedil;ma. Temelinde farklılıklar tabiatın ger&ccedil;eği. D&uuml;nya hepimizin. Paylaşmaya karşı &ccedil;ıkanları, karşısında duranları asla anlayabileceğimi d&uuml;ş&uuml;nm&uuml;yorum. İnsan olarak farkımız yok, sadece &ouml;ğrenme bi&ccedil;imlerimiz farklı.&rdquo;

Biraz sosyal ve k&uuml;lt&uuml;rel antropolojiye giriş gibi tınlayacak ama Rus k&uuml;lt&uuml;r&uuml;n&uuml;n &uuml;zerindeki etkilerini merak ediyorum. &ldquo;Rus k&uuml;lt&uuml;r&uuml;nden gelen koyu bir disipline sahibim&rdquo; diyor ve ekliyor: &ldquo;Kendimi bırakmama derecesinde bir disiplin. Annem ve anneannemden b&ouml;yle &ouml;ğrendim. Ben de onlar gibi elimdeki ipleri m&uuml;mk&uuml;n olduğunca bırakmamayı tercih ediyorum. &Ccedil;ocukluğumdan bu yana &ccedil;alıştım. Arkadaşlarım gezip tozarken ben iş ve okul disipliniyle her şeyi idare etmek i&ccedil;in &ccedil;abaladım, nitekim başardım da. Nadiren de olsa ipleri bıraktığım anlar oluyor ama genelde disiplini seven bir insanım.&rdquo;

&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; &Ccedil;ocuk yaşta &uuml;nl&uuml; bir oyuncu olmasına ve &uuml;zerinde patlayan flaş ışıklarına rağmen ipleri elinden bırakmamayı başarabilmiş biri Boz. Bir yanda setler, diğer yanda basın ve bunların arasında tam anlamıyla yaşanamamış bir gen&ccedil;lik heyecanı belki. &ldquo;Işıklarla birlikte b&uuml;y&uuml;mek&hellip; &Uuml;zerine &ccedil;ok d&uuml;ş&uuml;nmedim. Tutkuyla yaptığım bir iş oyunculuk. Bu y&uuml;zden işimin yanına kendiliğinden eklenen ş&ouml;hret olma durumuna takılmıyorum. K&uuml;&ccedil;&uuml;k yaşta bir şeylere başlamış olmanın beni her zaman diri tutacağını biliyordum. İşimi en iyi şekilde yapmak &ouml;nceliğim oldu hep. Ama &uuml;niversite yıllarımı daha farklı yaşamak isterdim tabii. Allah&rsquo;tan lise d&ouml;nemimi hala g&ouml;r&uuml;şt&uuml;ğ&uuml;m arkadaş grubumla doya doya yaşadım.&rdquo;

&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Y&uuml;z&uuml;ndeki duruluk yaşam bi&ccedil;imine de sinmiş Boz&rsquo;un. Kendi ışığından g&ouml;z&uuml; kamaşmayanlardan. Herhangi bir taşkınlığı yok. G&ouml;zlemlediğim kadarıyla magazini bilin&ccedil;li bir şekilde radarına almıyor. Reddetmiyor fakat hoşlanmadığını s&ouml;yleyebilirim. &ldquo;Kamaşmasına zamanım olmadı ki. &Ccedil;alıştım, &ccedil;alışırken eğitimime devam ettim. Hem setteydim hem okulda. Bu yolda &ccedil;ok değerli hocalarım destek oldu, inandı bana. Onları hayal kırıklığına uğratmak istemedim, asla istemem. Işığının seni kamaştırıyor olması b&uuml;y&uuml;k bir y&uuml;k. Umarım b&ouml;yle y&uuml;ks&uuml;z ilerlemeye devam ederim.&rdquo;

Her paylaşımı &ouml;l&ccedil;&uuml;l&uuml;, sosyal medyada bile. Milyonlar tarafından takip ediliyor ama o hayranlarının sitemlerine rağmen sosyal mecralar diyarında fazla vakit ge&ccedil;irmek istemiyor. Ge&ccedil;irenlere de karşı değil, saygı duyuyor. &ldquo;Bu bir tercih. Dijital d&uuml;nyayı seven ve bu d&uuml;nyada var olan insanlara saygı duyuyorum. Ama insanlarla her şeyini paylaşıyor olmanın beni korkutan bir tarafı var. İ&ccedil;imden gelen bu. &Ouml;teki t&uuml;rl&uuml;s&uuml;n&uuml; başaramıyorum. Ben bu kadarını g&ouml;sterebiliyorum.&rdquo;

Ne yazık ki sosyal medya Boz kadar &ouml;l&ccedil;&uuml;l&uuml; değil. Toplumsal konularda m&uuml;thiş bir duyar ve yardımlaşma ağına d&ouml;n&uuml;şen platformlar, i&ccedil;erisinde son derece tehlikeli bir lin&ccedil; k&uuml;lt&uuml;r&uuml; barındırabiliyor. &ldquo;Bir yerde birileriyle tanıştığında bile fikirlerin uyuşuyorsa iletişimi s&uuml;rd&uuml;r&uuml;rs&uuml;n. Tanımadığım insanların yorumunu ne kadar ciddiye alabilirim, bilmiyorum. Keşke herkes herkesin başka bir hayatı olduğunu, başka bir yoldan gitmeyi tercih edebileceğini idrak edip anlayışla karşılasa.&rdquo;

&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Son birka&ccedil; aydır hatta yıldır d&uuml;nyada olup bitenler neredeyse yaşamın kendisinden nefret ettirecek boyuta geldi. K&uuml;resel yangınlar, katliamlar, adalet sistemine g&uuml;vensizlik, kadına, &ccedil;ocuğa ve hayvana şiddet. Hepimizin kolektif hayali olup bitenlere &lsquo;Dur!&rsquo; diyebilmek. &ldquo;Bir şeylerin değiştiğini d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yor olsak da d&uuml;nyada hala eşitliğin sağlanamadığı pek &ccedil;ok nokta var. Hen&uuml;z tam &ouml;zg&uuml;rleşmeye ve birbirimizi anlama noktasına ge&ccedil;ebilmiş değiliz ne yazık ki. D&uuml;nyada sadece bizim gibi &uuml;lkelerde değil, her yerde eşitsizlik devam ediyor. Kadına, doğaya, hayvana, k&uuml;lt&uuml;re... Zamanla bu &ccedil;ağdışılık yıkılacak. Kadınsız hi&ccedil;bir şey olmaz! Kadın doğurucudur, &ouml;ğreticidir, d&uuml;zenleyicidir, yaratıcıdır. Kabul etmeliyiz. Kadınsız bir d&uuml;nyanın var olabilmesine imk&acirc;n yok. Bir insan doğayı, hayvanı sevmiyorsa başka şeyleri sevmesi m&uuml;mk&uuml;n değil. Bir kediyi bile g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;nde a&ccedil; mı, susuz mu diye d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yorsun. Sevgiyi de saygıyı da &ccedil;ocukluğumuzda &ouml;ğrenmemiz, &ouml;ğretmemiz şart. Bir insana 40 yaşında kadını, doğayı ve hayvanı sevmeyi &ouml;ğretemezsin.&rdquo;

Değişimin ve farkındalığın yalnızca sosyal medyada yazıp &ccedil;izerek gelmeyeceğinin farkında. &ldquo;Sosyal medyada bir şeylerin arkasında durmak yeterli değil. Harekete ge&ccedil;mek lazım. Harekete ge&ccedil;meden hi&ccedil;bir şey olmuyor. Ben kendi adıma nerelere anlam katabileceğimi, hangi konularda daha fazla ses olabileceğimi d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yorum.&rdquo;

Empatiyi ve diyalog halinde olmayı &ouml;nemsiyor. Oyuncu olarak bu diyaloğun en alasını kurduğuna inanıyorum. Netflix&rsquo;te yayınlanan Aşk 101 dizisi sayesinde İspanya&rsquo;da yaşayan biri T&uuml;rkiye&rsquo;de 90&rsquo;larda gen&ccedil;liğin nasıl ge&ccedil;tiğine dair fikir sahibi olabiliyor. Bunda oyuncular, senaristler ve y&ouml;netmenler kadar Netflix gibi global bir vizyonu ve misyonu sahiplenen platformların da katkısı b&uuml;y&uuml;k. &ldquo;Netflix ile &ccedil;alışmaktan &ccedil;ok mutluyum. Her şeyiyle g&uuml;zel ve &ouml;z. Başka insanlara, başka hayatlara anında n&uuml;fuz etmemesi sağlıyor.&rdquo;

Hen&uuml;z izlemeyenler i&ccedil;in &ldquo;Aşk 101&rdquo; 90&rsquo;ların T&uuml;rkiye&rsquo;sinde ge&ccedil;en bir dizi. &ldquo;Senaryoyu okurken keşke 90&rsquo;larda gen&ccedil; olsaydım dediğin oldu mu hi&ccedil;?&rdquo; diye soruyorum. &ldquo;Ben 98 doğumluyum, ama 2000&rsquo;lerin başında Rusya&rsquo;da yaşadığım yıllar teknolojik anlamda tıpkı 90&rsquo;lardaki gibiydi. Kasetlerim vardı, Tetris oynardım, Harry Potter&rsquo;ı bile kasetten izledim. Yine de 90&rsquo;larda T&uuml;rkiye&rsquo;de liseli olmayı &ccedil;ok isterdim! O d&ouml;neme ait duyduğum hikayeler m&uuml;thiş. İnsanın ışınlanası geliyor.&rdquo; Woody Allen&rsquo;ın &ldquo;Midnight in Paris&rdquo; (Paris&#39;te Gece Yarısı) filmindeki gibi ge&ccedil;mişte yaşamanın hayalini kuruyor. &ldquo;Ge&ccedil;mişe gitmek beni heyecanlandırıyor. Oradaki arkadaşlıkları, dostlukları deneyimlemek istiyorum. Zamane ilişkilerinden daha saf ve sahici geliyor&rdquo;.

&ldquo;Peki ge&ccedil;mişten g&uuml;n&uuml;m&uuml;ze d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;ğ&uuml;nde, hayatındaki hangi nostaljik par&ccedil;alar seni bug&uuml;n dahi heyecanlandırıyor? Babanla birlikte dinlediğin rock şarkılar mı yoksa annenle beraber dinlediğin Rus m&uuml;zikleri mi?&rdquo;

&ldquo;Aslında insan ilişkileri&hellip; O saflık ve doğallık. Gece hayatındaki &ouml;zg&uuml;nl&uuml;k. K&uuml;lt gece kul&uuml;b&uuml; 2019. Basit olmasına rağmen korunan &ouml;zen. Şu anda her şey &ccedil;ok karışık, her şeyin, herkesin &ccedil;oklu duyguları ve d&uuml;ş&uuml;nceleri var. O sahiciliği bug&uuml;n de yakalayabilmek heyecanlandırıyor. Malum ge&ccedil;miş hep &ccedil;ekici gelir insana. Muhtemelen bundan yirmi yıl sonra da &lsquo;Ah o 2020&rsquo;ler diye i&ccedil; &ccedil;ekeceğiz&rdquo;.

&ldquo;Kuşakların laneti!&rdquo; diyor ve g&uuml;lerek konuyu değiştiriyoruz. Aşk 101 adından esinlenerek aşkın bir giriş dersi olsaydı ilk &ouml;ğreteceği veya &ouml;ğrenmek isteyeceği şey ne olurdu, merak ediyorum. &ldquo;Aşkın bir dersi olsaydı da tecr&uuml;besi olmayanın &ouml;ğrenebileceğini sanmıyorum&rdquo; diyor g&uuml;lerek. &ldquo;Herkes sınıfta kalırdı. Aşkın en temel kuralı birbirine saygı duymak bence. &Ouml;z&uuml;nde aşk doğaya, hayvana duyduğun aşkla ilgili. İlk ders de kesinlikle saygı olmalı!&rdquo; Aşkı tek bir kişiye indirgeyerek duygunun kendisine haksızlık yapıp yapmadığımızı sorguluyoruz birlikte. &ldquo;Aşk &ouml;ncelikle kendine duyduğun aşkla başlıyor. Bir insan kendini tam hissettiği anda bir başkasına da o tamlığı verebilecek, hissettirebilecek duruma, olgunluğa geliyor.&rdquo;

&ldquo;Bir de &ccedil;ağın hastalığına t&uuml;ketime yenik d&uuml;şmeden yaşamak var tabii. Hislerimizi &uuml;r&uuml;nleştirdiğimiz bir devirdeyiz.&rdquo;

&ldquo;Anneannem ve dedeme baktığım zaman, bir d&ouml;nem g&uuml;zel bir aşk yaşamışlar, &ccedil;&uuml;nk&uuml; aynı noktadalarmış. Sadece birbirlerini g&ouml;r&uuml;yorlarmış ve birbirlerine karşı duydukları heyecanı hi&ccedil; yitirmemişler. Birbirlerinin hayallerine ortak olmuşlar. Bizi aşık eden şey bu ortaklık. Bizim d&uuml;nyamız &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k bir hale geldi. O kadar b&uuml;y&uuml;k ve kalabalık ki aşkın, ortaklığın &ouml;n&uuml;n&uuml; kesiyor.&rdquo;

&nbsp;Boz&rsquo;u dinlerken &ccedil;abuk gidebilenlerden olmadığını hissediyorum, cevabı yanıltmıyor.&nbsp;

&ldquo;Vazge&ccedil;mem&rdquo; diyor ama parantez a&ccedil;mayı da ihmal etmiyor. &ldquo;Karşımdakinin de vazge&ccedil;meyeceğine ikna olursam vazge&ccedil;mem.&rdquo;Evrenin kendisi i&ccedil;in &ccedil;izdiği tılsımlı plana teslim olanlardan Boz. Şansa inanıyor. &Ccedil;oğu zaman hayırlısı deyip işi evrene bıraktığını s&ouml;yl&uuml;yor. &ldquo;Bir şeyleri itinayla zorlamayı, olmayacağını bile bile &uuml;zerine gitmeyi sevmiyorum. Her şey bir akışta, kendi akışında ilerlediğinde g&uuml;zel. Evrenin şansına inanmak benim i&ccedil;ime daha &ccedil;ok siniyor.&rdquo;

&nbsp;

&Ouml;zg&uuml;n yapımların giderek azalması, senaryolardaki şekilcilik, sans&uuml;r gibi konu başlıkları da var g&uuml;ndemimizde. Boz gibi daha uzun yıllar adını altın harflerle yazdıracak gen&ccedil; bir oyuncunun bu alandaki fikirlerini kıymetli buluyorum. &ldquo;Televizyon olarak d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;ğ&uuml;m&uuml;zde iş yapımcılarda bitiyor. Daha cesur ve &ouml;zg&uuml;n olmalarını arzu ediyorum. &Ccedil;ok saygı duyduğum Kerem Atabeyoğlu&rsquo;nun beni aydınlatan bir &ouml;rneği var. Bir ailenin haftada ortalama &uuml;&ccedil; g&uuml;n akraba ziyareti oluyormuş ve muhabbetleri t&uuml;kendiğinde ikinci g&uuml;n konu televizyonda izledikleri dizilere geliyormuş. Bu nedenle ana akımdaki yapımların &ouml;zg&uuml;nl&uuml;ğ&uuml;n&uuml; tartışmak yerine, Netflix, Amazon Prime, HBO, Disney Plus gibi platformlarda yaratıcı i&ccedil;eriklerden ilham almak daha doğru geliyor bana. Son izlediğim &lsquo;Euphoria&rsquo;ya bayıldım, şiddetle tavsiye ediyorum.&rdquo;

Dizi ve sinema sekt&ouml;r&uuml;nden bahsederken bir g&uuml;n senaryo yazabileceğinin sinyallerini veriyor. &ldquo;Ama 23 yaşında her şey &ccedil;ok hızlı akıyor. Yetişmem gereken o kadar &ccedil;ok şey var ki. Kendimi beslemeye &ccedil;alıştığım bir d&ouml;nemdeyim. Basamak basamak, adım adım ilerlemek istiyorum.&rdquo; Şu sıralar Rus klasiklerini okumaya başlamış. Okumakla kalmamış Dostoyevski&rsquo;nin tarif ettiği Petersburg sokaklarını hissedebilmek i&ccedil;in annesiyle şehrin sokaklarını keşfe &ccedil;ıkmış. Evrendeki yolculuğunu şansa bıraksa bile s&ouml;z konusu profesyonel kariyeri olunca m&uuml;kemmeliyet&ccedil;iliği ağır basıyor. &ldquo;Bir g&uuml;n senaryo yazarsam bittiğine ikna olmam &uuml;&ccedil; yılı bulur herhalde. 10 yıl sonra bir kez daha r&ouml;portaj yaparsak bu anı hatırlıyor olayım.&rdquo;

Geleceğe şahane bir oyunculuk kariyeri miras bırakacağını g&ouml;rmek i&ccedil;in alim olmaya gerek yok. &ldquo;Geleceğe miras bırakmak istediğin başka şeyler var mı?&rdquo;

&ldquo;Kendi adıma mutlu olmak. Kendi doğru bulduklarımı sevdiklerime, sevenlerime anlatmak, aktarmak. Beni seven birinin bir ağacı, bir canlıyı bile kurtarabilmesine vesile olmak en b&uuml;y&uuml;k miras.&rdquo;

&nbsp;

&nbsp;Kendimi keşfetmeye &ccedil;alıştığı bir d&ouml;nemde Boz. Sette uzun saatler vakit ge&ccedil;irdiği i&ccedil;in kendiyle kalmayı seviyor. &ldquo;Yalnız kaldığımda kendimle daha &ccedil;ok sohbet halinde olabiliyorum. İkizler burcuyum. Her şeyi iki taraflı d&uuml;ş&uuml;nmeyi &ccedil;ok severim. Bir şeyin olumlu tarafını g&ouml;r&uuml;yorsam olumsuz tarafını da mutlaka hesap ederim. Bu nedenle kendimle baş başa kalmam şart!&rdquo; diyor kahkaha atarak. &ldquo;Bazen kendimde yarattığım bu kalabalığı atmak istiyorum. Bu y&uuml;zden arkadaşlarımla olmak ayrı bir keyif veriyor. Bir g&uuml;n psikoloji ağırlıklı kitaplar okurken diğer g&uuml;n romanlara y&ouml;nelebilirim. Bir g&uuml;n komedi izlerken diğer g&uuml;n dram seyredebilirim. Tekd&uuml;zeliği sevmiyorum.&rdquo;

Değişim DNA&rsquo;sına kodlanmış. Değişimden besleniyor. Hayat gibi&hellip;

Onun yolunda gitmek isteyen gen&ccedil;ler i&ccedil;in birka&ccedil; kelam etmek isteyeceğini d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yorum bu r&ouml;portajı okuyanları da değiştirebileceği inancıyla. &ldquo;Durduğun yerden bir şeyleri başarmak &ccedil;ok zor. Hayalin varsa adım atman gerekiyor. Ve y&uuml;reğiyle adım atan herkesin istediği şeye ulaştığını g&ouml;rd&uuml;m. Bu y&uuml;zden herkesi hareket etmeye davet ediyorum&rdquo;.

Şahsen karantina d&ouml;neminde bana iyi gelen şeylerden biriydi &ldquo;Aşk 101&rdquo;. 30 Eyl&uuml;l&rsquo;de Netflix&rsquo;te yayınlanacak ikinci sezonunu heyecanla bekliyorum. Başrol oyuncusu karşımdayken yeni sezona dair ipucu almak i&ccedil;in şansımı zorlamadan duramıyorum. &ldquo;Bu sezon o &ccedil;ocukların ger&ccedil;ek d&uuml;nyayla tanışmalarını, kendi duvarlarını yıkmaya &ccedil;alışmalarını ve b&uuml;y&uuml;meye başlamalarını izleyeceğiz. Ergenlik d&ouml;neminden &ccedil;ıkıp ger&ccedil;eği kabulleniş&hellip; Yani işler biraz karışacak.&rdquo;

Masalsı &ccedil;ocukluğuna ve hayal g&uuml;c&uuml;ne istinaden &ccedil;ekim sonrası zamanın ruhuna uygun bir parti hayal ederek vedalaşmak istiyorum. &ldquo;Dalgaların sesini duyduğumuz bir sahil kenarındayız&rdquo; diyor. Tam bir deniz aşığı. &ldquo;Rusya&rsquo;da ağa&ccedil;larla, yeşillikle i&ccedil; i&ccedil;e b&uuml;y&uuml;d&uuml;m ama su ve deniz beni inanılmaz rahatlıyor. Bali&rsquo;ye gittiğimde g&uuml;n boyu okyanusu seyretmiştim. Neyse partimize d&ouml;neyim. &Ccedil;adırlarımız var, kamp ateşlerini yakmışız. İşinde başarılı, d&uuml;nyaya, doğaya ve sanata saygılı, herkesin birbirine ilham vereceği kişilerle birlikteyiz. Sloganımız ise &lsquo;Mutlu ol, gel ve yaşa!&rsquo;&rdquo;

&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp;&nbsp;

Kendi ruhunun peşinde: Alina Boz

Tavsiye edilen içerikler

GÜZELLİK

Sıvı yüz germe ile antiaging etkisi

MODA

Serra Duran Paralı ile Chanel çıkarması

HOMMES

L'Officiel Hommes Türkiye Kış: Ayça Ayşin Turan ve Furkan Andıç

HOMMES

Icardi: Bir Aşk Hikayesi

HOMMES

Modern centilmenler neden küçük saat takmalı?

MODA HAFTASI

2025-26 Sonbahar/Kış Londra Moda Haftası hakkında neler biliyoruz?

POPÜLER KÜLTÜR

Margot Robbie ve Jacob Elordi 'Uğultulu Tepeler' ile beyaz perdeye dönüyor

HOMMES

2025 Paris Erkek Moda Haftası hakkında bilmeniz gerekenler