İzlemeniz gereken 14 müzikal film
Nostaljik klasiklerden son dönemin öne çıkanlarına en sevdiğimiz müzikalleri listeliyoruz.
Müzikal film türü evrensel ve zamansız olmasının yanında, izlediğimizde bize iyi hissettiren bir etkiye de sahip. Hikayelerin zengin ve basit olması sebebiyle birçok müzikalin yeniden çekildiğini veya animasyon, spin-off versiyonlarının yapıldığını gördüğümüz gibi, onları tekrar tekrar izlemek de bir o kadar keyifli.
Geçmişten günümüze hafızalarımızda yer edinen müzikal filmler için okumaya devam edin.
1975 tarihli Broadway gösterisinin uyarlaması olan ve “En İyi Film” ödülü de dahil olmak üzere altı Oscar kazanan film 1920’lerin Chicago’sunda geçiyor. Dominic West’in ilk işlerinden olan filmin açılış sahnesi “All That Jazz” ile başlıyor ve bizi heyecanlandıracak her unsuru sunuyor: suç, cinayet, aşk ve caz!
2006 yılında Jennifer Hudson, Anika Noni Rose ve Beyoncé “Dreamgirls seni asla terk etmeyecek.” şarkı sözlerini söylediler ve sözlerinde durdular! Rolüyle Hudson’ın Oscar kazandığı filmde Beyoncé de tartışmasız en iyi oyunculuk performansını sergiliyor. Oldukça sürükleyici hikayeye sahip bir film izlerken “And I Am Telling You” ve “Listen” gibi yorumları dinlemek için en yakın zamanda bu müzikali listenize ekleyin.
Harika bir şarkı listesi, ilham verici koreografisi ve Rus adam ile şehirli Yahudiler arasında geçen unutulmaz sahnesi ile aynı isimli müzikal tiyatrodan uyarlanan film, favori müzikal filmlerimiz arasında. Oldukça karizmatik Tevye karakteri geleneklerine agresif bir biçimde bağlı olsa da kızlarına duyduğu derin sevgi tarafından yönetiliyor.
Klasiklerin klasik olmasının bir nedeni olduğunu bize kanıtlayan Grease, John Travolta’nın beyazperdedeki müzik kariyerinin başlangıcıydı. 1978 yapımından sonra 1982’deki devam filmi ve 2016’daki Fox’un canlı televizyon uyarlaması ile yoluna devam eden seri asla eskimeyecek bir nostaljik klasik haline geldi.
Bette Midler’in “Rose’s Turn” şarkısını söylediği sahneyi ve Bob Mackie’nin inanılmaz kostüm ve şapkalarını içeren uzun striptiz gösterisini hiç unutabilir miyiz? Ünlü striptizci Gypsy Rose Lee’ye dayanan hikayenin bestesi Jule Styne, kitabı Arthur Laurents, şarkı sözleri ise Stephen Sondheim’a ait. 1993 uyarlaması yapımda Mean Girls’ten Lacey Chabert “Baby June”, The Handmaid’s Tale dizisinden tanıdığımız Elisabeth Moss ise “Baby Louise” rolünde.
2007 yapımı “Hairspray” Zac Efron, John Travolta, Amanda Bynes, Queen Latifah ve James Marsden gibi isimlerden oluşan oldukça tanıdık bir kadroya sahip. Tracy Turnblad’ın kendini gerçekleştiren bir yıldıza dönüşme yolculuğunun 60’ların aktivizm atmosferi ile iç içe geçtiği film, akıllarımıza kazınan “You Can’t Stop the Beat” performansı ile sonlanıyor.
1964 yapımı Broadway şovundan uyarlanan ve Gene Kelly tarafından yönetilen film hızlı konuşan bir çöpçatanı ve içinden dürüst bir adam çıkararak onu evlenmeye ikna ettiği Horace Vandergeller’ı anlatıyor. Barbra Streisand’ın performansı, hit olan şarkılar ve ışıltı kostümler de filmin bir efsane olarak konumlanmasını destekliyor.
Birçok genç oyuncuyu büyük yıldızlara dönüştüren “High School Musical” serisi, Disney Channel’ın en ikonik müzikallerinden. Bizleri “Breaking Free”den “Bop to the Top”a birçok güzel şarkıyla tanıştıran seri Zac Efron, Vanessa Hudgens, Corbin Bleu gibi isimleri de müzik tiyatroya kazandırdı.
Henüz “I’m Just Ken” herkesin diline dolanmamışken Spotify listelerimizi Ryan Gosling’in “City of Stars”ı meşgul ediyordu! Hayatta bocalayan genç bir oyuncu ve ona aşık olan bir caz müzisyeninin hikayesini anlatan 2016 yapımı film “Singin’ in the Rain” ve “An American in Paris” gibi klasiklere yazılmış bir aşk mektubu tadında çekici ve gösterişli.
Amanda Seyfried ve Meryl Streep’in başrollerini paylaştığı, yıldızlarla dolu bir kadroya sahip “Mamma Mia”, babasının kim olduğunu öğrenmek için annesinin üç eski sevgilisini Yunanistan'daki düğününe davet eden Sophie’yi konu alıyor. Film her ne kadar mantık hataları olan bir hikayeye sahip olsa da ABBA dolu ve son derece eğlenceli! Aynı şeyleri 2018 yapımı devam filmi “Here We Go Again” için de söylemek mümkün.
“The Time Warp” şarkısı ve kaotik karakterli ile hatırladığımız “The Rocky Horror Picture Show”un hikayesi yeni nişanlı çift Brad Majors ve Janet Weiss’ın bir fırtınada mahsur kalmasıyla başlıyor. Dördüncü duvarı yıkan bu yapım tüyler ürpertici gotik bir malikanedeki Transilvanyalıları, birkaç kanasusamış uzaylıyı ve hayallerindeki adamı yaratmaya çalışan çılgın bir bilim insanını bize izletiyor.
Gene Kelly’nin sokak lambasının etrafında dans ederek şarkı söylediği ikonik sahneyi bize kazandıran 1952 yapımı “Singin’ in the Rain”, bu listenin en eski filmi. Debbie Reynolds ve Donald O’Connor’ın da rol aldığı müzikal “Good Morning”, “Broadway Ballet”, “Moses Supposes”, “Gotta Dance”, “Make ‘em Laugh” gibi şarkıları hayatımıza kattı.
Bestesini Jonathan Larson’ın yaptığı ve Lin-Manuel Miranda’nın yönettiği bu yarı otobiyografik müzikal, bize Larson’ın yeteneğini izletmekle kalmayıp aynı zamanda tüm sanatçıların hayallerinin peşinden gitmek uğruna yaşadıkları mücadeleleri ve zaferlerini anlatıyor. Andrew Garfield’ın 30. yaş gününe yaklaşırken yeni bir müzikal için önemli bir şarkı yazmaya çalışan Jonathan’ı canlandırdığı filmin en unutamadığımız anlarından biri ise Broadway oyuncularından oluşan bir listeyle dolu “Sunday” sahnesi.
Şu anda kafanızın içinde şaklayan parmak sesleri duyduğunuza eminiz! Söz konusu müzikallerse, West Side Story’den bahsetmeden geçmek olmaz. Robert Wise ve Robbins’in New York çeteleri ve mahkum aşıklarının düello yaptığı ortaçağ destanını hayata geçirdiği anlar, Tony ve Maria’nın yangın merdiveninde şarkı söylemesiyle ve Rita Moreno’nun Anita rolündeki inanılmaz performansıyla tamamlanıyor. Elli yıl sonra gelen Steven Spielberg’in 2021 yeniden yapımı ise müzikalin mirasını sağlamlaştırırken Rachel Zegler’in kariyerini başlattı ve Ariana DeBose’a Oscar kazandırdı.